Hayır, Kılıçdaroğlu'nun hem de ikinci kere "bozkurt selamı" vermesini tartışma konusu yapmayacağım. Bu skandalı, kendini solcu sanan ve referandumda hayır oyu vermeye hazırlanan bazı şeddeli eşşekler otursunlar düşünsünler.
Hazretin "televizyonsaplantısından" sözedeceğim.
"Televizyona çıkmak" insanların büyük çoğunluğu için büyülü bir tutkudur. "Ne marifetinvar da çıkacaksın,çıkıp da ne yapacaksın?" sorusuna cevap veremeseler bile.
Bu özlemi, canlı haber yayınlarında muhabirin sağından solundan, ekranın kenarından köşesinden "kameraya kafauzatan" kopillerde de izleyebilirsiniz, gecekondulara yönelik eğlence programlarında kimisi yarışmacı kimisi izleyici olarak rol alan lumpenlerde de.
Tamam da, bu özlemi televizyona "çıkamayanlar", hiç çıkmamış olanlar beslerler.
Her gün birçok kanalda görünenlerin "televizyona çıkmak istiyorum" diye sürekli zırlamaları tuhaf değil midir?
Kılıçdaroğlu, hemen her kanalda, özellikle de "Tayyip düşmanı" bazı patronların kanallarında yerli yersiz her gün boy gösteriyor.
Abuk sabuk konuşsa da, sırf "Tayyip'e bir zararı dokunur" umuduyla kendisine yer veriyorlar. Açıkça muhalefet yapanlar da, "tarafsızgörünme telaşında" olan bazıkanallar da.
Ama bu onu "kesmiyor"...
Televizyona çıkmak istiyor ama bir tartışma programında... Karşısında da cumhurbaşkanı olacak! Ayrıca Binali Bey de, Devlet Bey de olacakmış.
İsterlerse "kurmaylarını" da getirebilirlermiş.
Bunu da, gençliğinin "tek tipTRT yayını" gibi, bütün kanallar aynıanda yayınlayacaklar, sanki mecburlarmışgibi, sanki yetmişli yıllarda kalmışızgibi...
Bakın ne diyor: "Herbirinizyarım saat konuşun, vallahibana sadece on beşdakika verin."
(Bunu yazan gazetebir de utanmadan"Number One TV'nincanlı yayınına katılanKılıçdaroğlu" diye eklemiş.
Hani çıkarmıyorlardı?) On beş dakikada kimbilir ne müthiş, ne çarpıcı şeyler söyleyecek, Türkiye'yi nasıl kasıp kavuracak ki seyirciyi derinden etkileyecek, kararsızları, hatta evetçileri bile "hayır"a çevirecek!...
Kılıçdaroğlu'nun bu vızıltısını kimse ciddiye almıyor.
Çünkü derdi "ciddiye alınma" kıvranmasıdır. "Muhatap alınma" özlemidir.
Televizyonda her gün sıktığı palavraları tekrarlamaktan başka bir şey yapamayacaktır (hele on beş dakika içinde!), ama Erdoğan'ın, Yıldırım'ın ve Bahçeli'nin "karşısında" görünecektir ya...
Onlarla "eşit" olacaktır! "Kendinikabul ettirmiş" sayılacaktır.
Budur, başka hiçbir şey değil.
Kafasında da, kimbilir hangi danışmandan, hangi amigo köşe yazarından akıl aldıysa, 1960 yılının o ünlü "Kennedy-Nixon televizyon kapışması" vardır. Belki de gençliğinden hatırladığı, siyah-beyaz TRT yıllarının o bıktırıcı Demirel-Ecevit-Erbakan programları...
Kemal Bey, televizyona çıkma saplantınızı saklayınız, yeni sistemde, 2019 yılında eğer başkanlığa adaylığınızı koyarsanız yeniden dile getirirsiniz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.