Tımgıt'ı bilir misiniz? Yaşı altmış olan bile pek hatırlamaz, çünkü çocuktu. Biz "Tımgıt" derdik o zamanlar gırgırına, TMGT, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı.
Peki, altmışlı yıllarda Tımgıt'ın Açıkhava Tiyatrosu'nda düzenlediği uluslararası folklor şenliklerini hatırlayan var mıdır?
Büyük bir heyecanla giderdik... Büyük izdiham olurdu, parasını öğrenci harçlığımızdan güç bela arttırdığımız bileti bulmak deveye hendek atlatmaktan daha zordu... Türkiye, Yugoslavya, Romanya, Macaristan, Bulgaristan başa güreşirlerdi...
O zamanlar Açıkhava Tiyatrosu, İstanbul'un nüfusunu "kaldırmaya" yetiyordu, kimi zaman izdiham olsa bile.
Bugün yetmez, yetemez.
4 bin 500 kişiliktir. "Yerine 7 binkişilik yapacağız" dediler, bununüzerine Erdoğan düşmanları uyuzlukedip gene olay çıkarmaya çalışıyorlar.
(Spor ve Sergi Sarayı'nın elden geçirilip çok daha güzel bir salon yapılmasına niçin ses çıkarmamıştınız?)
Çünkü Açıkhava bir Lütfi Kırdar, daha doğrusu bir CHP eseridir, Milli Şef'lerinden yadigar!
Şimdi bu konuda kalem oynatan çoluk çocuk, Açıkhava'nın "HitlerAlmanyası'ndan esinlendiğini" de bilmez. Doktor Goebbels, 1936 Berlin Olimpiyatları'nı ağırlayan olimpiyat sitesine "eski Yunantiyatroları havasında" bir de açık hava tiyatrosu yaptırmıştı.
Bu tiyatro "Dietrich EckartTheater" adını taşıyordu, Hitler'in akılhocası ünlü faşist Alman şairinin adınıyani! Açın eski Berlin planlarını, bakın.
Bugün "Waldbühne" yani "orman sahnesi" adıyla ve konserlerle gene faaliyettedir.
Milli Şef rejimi işte bunu taklit etmiştir.
Ama o 22 bin kişiliktir. Bizim Açıkhava'nın beş misli.
Bizimkinin akustiği de berbattır, tıpkı AKM gibi.
Kırklı yıllarda çevresi bomboştu, Hilton Oteli bile ortalıkta yoktu. Sonra gün geldi, bir yandan konser dinler olduk, bir yandan hemen aşağıdaki Lunapark'ın çıngırak seslerini.
Kırklı yıllarda "çok uygun"olan yeri bugün artık biçimsizdir. "Fonksiyonu" da çok daha büyük ve geniş birçok başka sahneye dağılmıştır. Hisar, Yedikule, Bostancı, Beşiktaş, Maslak, Zeytinburnu, Zorlu ve başkaları... 2016 İstanbul'u, 1946 İstanbul'u değildir.
Bunun ya üstü kapansa, yani gösteriler yaz mevsimiyle sınırlı kalmasalar, ya da daha iyisi hem üstü kapansa hem de kapasitesi, "istiap hacmi" arttırılsa? Ya da daha uygun bir yere taşınsa?
Olmaz, o bir İsmet Paşa ürünüdür!
Neyse canım, İstanbul Belediyesi açıkladı, yıkılmayacakmış, "havadurumuna göre açılır kapanır" bir tavan eklenecekmiş üstüne, bu da henüz proje aşamasındaymış.
Birtakım "çapulcular" bunu bahane edip yeni bir Gezi ayaklanması yaratamayacaklar yani! Tüh.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.