Akrebinözellikleriniçok iyi anlatan'akrep ve kurbağa'hikayesinibilirsiniz.
Su birikintisini geçmek isteyen akrep, kendisinisokmayacağınasöz verdiği kurbağanınsırtında karşıyageçerken dayanamayıpkurbağayı sokar.
Akrebe dönen kurbağa, 'hani beni sokmayacaktın, şimdi ikimiz de öleceğiz' der. Akrebin cevabı basittir: 'Ne yapayım, kurbağakardeş. Ben akrebim,huyum bu!..'
Tam olarak fıkradakigibi olmasa da, Türkiyealeyhtarı kuruluşlarakol kanat geren Avrupaülkelerini kurbağaya vePKK, DHKP-C, PYD/
YPG, FETÖ gibi terör örgütlerini de, Türkiye'ye zarar vereceği umuduyla taşıdıkları akrebe benzetebiliriz.
Gelişmeler, akrebinhuyunun gereğiniyerine getirmeye, yanikendisini sırtına alankurbağayı sokmayabaşladığını gösteriyor.
Almanya, Avusturya, Hollanda, İngiltere ve başka ülkelerde teröristlerin ilk hedefi Türklere ait evler, işyerleri, camiler ve dernekler gibi gözükse de, işin gelişeceği anlaşılıyor.
Bazı yerlerde adeta polislerin koruması altında eylemler yapılıyor ve bu arada Berlin'de olduğu gibi teröristler propaganda konuşmaları için polis araçlarının hoparlörlerini kullanıyorlar.
Ancak, gösteri sınırını aşarak tahribata yöneleneylemler sebebiyleAvrupa polisi müdahaleetmek mecburiyetindekalınca, zaten Afrin'de bekledikleri desteği alamayan teröristler adeta çılgına dönüyor.
PYD/YPG mensupları Avrupa'nın önde gelen savunma şirketlerini, bankaları, adliye ve emniyet binalarını, siyasi partileri hedef alacaklarını söylüyor ve ekliyorlar: "Kimsebizi dinlemiyorsa,Avrupa'nın herbir şehrini küleçevireceğiz..." PKK ve bağlısı örgütler, Avrupalı hamilerinin istediklerini yapmaları ile kurulan birliktelik neticesinde, bir terör devletine kavuşabileceklerini umuyorlardı anlaşılan.
Kendilerini koruyan, besleyen ve Türkiye aleyhtarı her türlü faaliyetlerin göz yuman Avrupa ülkeleri, bu imkanı da sağlayabilirdi, onlara göre.
SÖZ DİNLESELERDİ
Ancak kendi ayakları üzerinde durma kararlılığındaki Türkiye'nin FıratKalkanı ve ardındanZeytin Dalı Harekatı'nıgerçekleştirmesi,batılıların ezberlerinibozup, teröristlerin hayallerini de suya düşürdü.
Avrupa devletleri, isteseler de Zeytin Dalı Harekatı karşısında söyleyebilecek söz ve yapabilecek bir şey bulamıyorlar. Tıpkı Fırat Kalkanı gibi Zeytin Dalı Harekatı da uluslararası meşruiyet içerisinde yapılıyor çünkü. Kendilerine her türlügayrimeşru işi yaptıranAvrupa devletleri, FıratKalkanı ve özellikle deZeytin Dalı Harekatıkarşısında terörörgütü mensuplarınınbekledikleri gibidavranamıyorlar. Bu dasırtlarında taşıdıkları akrebeyani teröristlere huylarınıhatırlatınca, şimdi Avrupa'yısokmaya, yani ortalığıkarıştırmaya başladılar.
Hemen her türlü fikre açık olmakla beraber, şiddetiçeren davranışlarkonusundaki katıtavırlarıyla bilinenbirçok Avrupa ülkesi, PKK uzantılarının açıkça şiddet içeren davranışları karşısında şoka uğramış durumda.
Türkiye'de tepe tepe kullandıkları terör örgütlerinin, 'Afrin'e neden sahipçıkmıyorsunuz' sorusuna Avrupalıların verebilecek cevapları yok çünkü.
Türkiye'nin ülkedeki vatandaşlarının karşı karşıya bulunduğu güvensizlik durumu sebebiyle Almanya'ya verdiği nota, bundan sonra yaşanabileceklerin habercisi.
Vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamaya mecbur olan Avrupaülkeleri, sırtlarındataşıdıkları akrebinkendilerineyapabileceklerinden dekorunmak zorundalar.
Avrupalıların işleri bayağı zor. Ama uyarılmadıklarını söyleyemezler...
Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere ülkemizin yöneticileri tarafından terör örgütlerine verdikleri destekler sebebiyle yaşayabilecekleri konusunda uyarılmışlardı çünkü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.