Dinden ve dinle alakalı olan şeylerden, daha doğrusu İslamve İslam'la alakalı olanlardan hazetmeyenlerin, din ve dinle alakalı olanla çeşitli zamanlarda yolları kesişir.
Ne kadar arzu ediyor olmasalar da, bu böyledir.
Ailelerin uygulamalarına bağlı olarak, küçüklüklerinde yazaylarında yakın camilerdeaçılan Kur'an Kurslarınagitmiş olanları vardır mutlaka.
Bunlardan bazılarının, o kurslardahasbelkader yemiş olduklarısopalar sebebiyle yaşadıklarıtravmalar da meşhur olup, dinkarşıtlıklarının kaynağının bu durumolduğu da düşünülür.
Evliliklerinde 'imam nikahı' kıydırırlar genellikle. 'Seviyeli' olduğunu iddia ettikleri birlikteliklerinde resmi nikah akıllarına bile gelmese de, neolur ne olmaz diye kıydırdıkları'İmam Nikahı' ile beraberliklerine belirli bir seviye kazandırdıklarına inanırlar...
Cenazelere gider ve vakit namazı kılınırken girmedikleri camilerinavlularında, yakınları içinkılınan cenaze namazlarınıuzaktan seyrederler... Vefat edenin yakınlığına göre de, 3'ü, 7'si ve 40'ı günlerinde düzenlenen mevlitlerde boy gösterirler. Yakınlarının vefat yıldönümlerinde büyük camilerde düzenledikleri mevlitlere katılanların azlığı sebebiyle kahırlandıkları da bilinir.
Her faninin başına gelecek hal olan ölümleri, din ve dini olanla en yakından tanışma halleridir ama bu durumda ne olup bittiğinin farkında bile değillerdir.
Bir imam tarafından yıkanır,kefenlenir ve defnedilirler. Veduyup duymayacakları tartışmalı olsada, kabre konulduktan hemen sonraimam tarafından verilen 'talkın'amuhap olurlar.
Yukarıda saydıklarımızın istisnaları da vardır tabii. Çocukluklarında Kur'an Kurslarına uğramamış, evliliklerinde ya da seviyeli olduğunu iddia ettikleri birlikteliklerinde imam nikahına gerek duymamış, cenazelere gitmemeyi itiyat edinmiş ve inanca karşı mesafelerinde samimi oldukları için, öldüklerindedini törenle gömülmemeyi vasiyetederek bunu sağlamış olanlar, bu kategoridendirler. Hemen belirtelim ki bunların sayıları çok ama hakikaten çok azdır.
MÜFTÜ NİKAHI KUYRUĞU...
Önceki gece TBMM'de kabul edilen 'Müftülere resmi nikah kıymayetkisi veren yasal düzenleme', gündeme geldiğinden beri tartışılan bir konu. Düzenlemenin esası ile alakasız bir zeminde yürütülen tartışmanınmuhalif tarafını da, İslam veİslam'la alakalı hususlarla barışıkolmayanlar temsil ediyordu ve belli ki bir süre daha bunu sürdürecekler.
Belediye Başkanları ya da onlar tarafından yetkilendirilen memurlarca kıyılan resmi nikahın, müftüler tarafından da kıyılabilmesinin en güzel taraflarından birisi, muhaliflerinincanını sıksa da, aynı anda'imam nikahı' olarak bilinen 'dininikah'ın da kıyılabilecek olması...
Dine ve dini olana uzaklıkları sebebiyle müftülere resmi nikah kıyma yetkisinin verilmesine karşı olanlar arasında, konuyu hala kavrayamamış olanlar olduğu malum. Bunlar kafalarını 'dini nikah'a taktıklarıiçin, verilen yetkinin MedeniKanun'a uygun olarak resminikah kıyma yetkisi olmayıp, 'dininikah' kıyma yetkisi olduğunudüşünüyorlar.
Güya eleştiri sadedinde dile getirilen çocuk gelinler, akraba evlilikleri ve başka argümanların tamamı da, güya tezlerine haklılık kazandırmak amacıyla kendi uydurdukları şeyler.
Meselenin bam teli ise, herhangi bir şekilde kendi nikahlarındamüftülerle karşılaşmaihtimalinden duyduklarırahatsızlık. Bu da, bu kesimlerin toplumu tanıma konusunda ne kadar cahil olduklarını gösteriyor.
İleride, kendilerinin ya da yakınlarının nikahlarını müftüye kıydırmak isteseler bile, bunun için sıra bulamayacaklarını bilselerdi, olaya bakışları değişirdi belki...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.