Demokrasi nöbeti sürüyor. Türkiye'nin dört bir yanında milyonları meydanlara üç değer çekiyor; "Demokrasi, Vatanve Cumhurbaşkanı Erdoğan" Zaman geçtikçe 15 Temmuz gecesi, bu halkın darbecilere karşı nasıl müthiş bir şey başardığı daha iyi anlaşılıyor. Şimdi, ülkeye, demokrasiye sahip çıkmak, "Biz birlikte başardık" duygusunu paylaşmak istiyor. O duyguyu korumak için de 16 gündür çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek milyonlar meydanlara akıyor. Artık böyle değerli bir ortak noktamız var. Ama ciddi kaygımız da var. Çünkü kanlı darbe girişimi geride kalmasına rağmen tehlike henüz geçmiş değil.
Dünyanın umursamazlığı, dost ülkelerin sessizliği, stratejik ortakların pervasızlığı bu anlama geliyor. Ve şu soru soruluyor; Acaba karanlık mahfiller ne gibi kirli tuzaklar hazırlıyor?
Karşımıza neyle çıkacaklarını bilmiyoruz. Mezhep veya etnik kesim üzerinden yeni bir tezgah mı kuracaklar, yoksa suikastlarla infial mi yaratacaklar ya da ekonomi üzerinden derin bir saldırıya mı geçecekler bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, vazgeçmedikleri...
Bu da karşımızda sadece iktidar hırsı taşıyan bir megaloman değil daha büyük ve kirli bir güç olduğunu gösteriyor. Peki, ne yapmalı?
Türkiye'yi, Mısır, Libya ve Irak'a çevirmek isteyenlere karşı sadece halkın direnişiyle mi yetinilecek yoksa 15 Temmuz demokrasi zaferini dünyaya anlatacak yeni bir yol mu bulunacak?
Yapılacak çok şey var. Durum kritik ama umutsuz değil. Bir kere içeride yıllar sonra ilk kez başta AK Parti, CHP ve MHP olmak üzere tüm siyasi partiler arasında darbelere karşı ortak bir tavır gelişti. Bu en büyük motivasyonumuz.
Ama yetmez...
Bir adım ötesine ihtiyaç var. Mesele dünyaya anlatılmalı. Siyasi partiler, iş dünyası ve sivil toplum örgütleri hemen harekete geçmeli. TÜSİAD, TOBB, DEİK, MÜSİAD ne yapıyor? İş konseyleri harekete geçirildi mi? Onlarca ülkede işadamlarımızın partnerlerine darbecilere karşı halkın verdiği demokrasi mücadelesi anlatıldı mı?
İş ciddiye alınmalı çünkü içimizdeki düşman FETÖ oralarda boş durmuyor, Washington'dan Brüksel'e önemli merkezleri kapatmış durumda.
Etkili lobi şirketleriyle çalışıyor.
Bu kirli yapıya karşı, sadece dili ve içeriği zayıf ilanlar vermek yetmez, başta ekonomi olmak üzere her alanda daha kalıcı çalışmalar gerekiyor.
YDA'nın memleket meselesi
İş dünyasının yapacakları elbette sadece lobiyapmak, medya mecralarını kullanmakla sınırlıdeğil asıl etkileri ortak ekonomik değer üretmede...
Bir süre önce, daha 15 Temmuz darbesi sürerken gazetelerde şöyle bir haber yer aldı; "YDA Group, Türk Lirası cinsinden 4yıl vadeli 200 milyon liralık en büyük özelsektör tahvil ihracına imza attı."
Bu başarı her zaman haberdi ama bugünlerdeçok daha değerli ve anlamlı bir haber... Çünkü Türkiye içeriden ve dışarıdan derin bir kuşatma altındayken bu iş gerçekleşiyor. Bu koşullarda, bir özel sektör firmasının 200 milyon liralık tahvil çıkartması ve 250 milyon liralık başvuru gelmesi çok çok önemli. Sadece Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) aldığı tahvil miktarı, 70 milyon lira...
YDA Yönetim Kurulu Başkanı HüseyinArslan, "Mesele memleket meselesi" diyorve ekliyor: "Hain darbe girişiminin ardındanS&P'nin ülkemizin kredi notunu düşürdüğü,OHAL nedeniyle bazı bankaların dahiplanlanmış tahvil ihraçlarını geri çektikleribir ortamda, böyle bir ihraca çıkmanınçılgınlık olduğunu söyleyenler oldu amabiz, tüm dünyaya, 'ülkemize ve ekonomimizegüvendiğimizi göstermenin en doğruzamanı' olduğunu söyledik ve başardık. Bu ülkemizin başarısıdır."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.