CHP'nin emanetçi olduğu artık tartışılmayan genel başkanı Özgür Özel, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi yani DEM Parti ile olan ilişkilerini 'bundan sonra da kamuoyu önünde, açık ve şeffaf bir şekilde yürütmeye devam edeceklerini' söylemiş.
'Bundan sonra da' dediğine göre, şimdiye kadar olduğu gibi manası çıksa da, DEM'in şeffaflıkla ilgili rahatsızlığı bilindiğine göre 'da' göstermelik belli ki. Çünkü genel seçimlerdeki desteği karşılığında CHP'nin HDP'ye ne gibi sözler verdiğini öğrenememiştik, mesela. Şeffaflık yoktu yani.
Toplam oyları yüzde 1 civarındaki üç partiye verilen 38 milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turi için Zafer Partisi'ne 3 bakanlık ve MİT Başkanlığı vaadinden hareketle HDP'ye ciddi vaatlerde bulunulduğu anlaşılmıştı. HDP yetkililerinin CHP'ye yaptığı 'kapalı kapılar ardında verdiğiniz sözleri açıklayın' çağrıları da durumu açıklıyordu.
Özel ve kendisini bazı şeylere zorladığı anlaşılan eş ya da esas genel başkanın, yerel seçimlerdeki desteği karşılığında DEM'e neleri vermeyi düşündükleri, önümüzdeki günlerin gündemi. Ama esas mesele, seçimlerdeki desteğinin değeri iyice kritik hale gelen DEM'in ne tür taleplerde bulunacağı. Aradaki ilişkinin şeffaf olmamasından şikayetçi olan HDP zihniyetinin, İyi Parti'nin ittifaka burun kıvırması sebebiyle CHP açısından önemi daha da arttı çünkü.
Yerel seçimlerde İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerde DEM'in isteyeceği ilçe belediye başkanlıkları, ilk adım. Tabii bu ilçelerin, normalde CHP tarafından kazanılan ve bu seçimde de kazanılacağı kesin ilçeler olacağını söylemeye gerek yok. Genel seçimde üç partiye 38 milletvekilliği hediye etmesi ve Zafer Partisi'ne verdiği vaatler, CHP'nin cömert olduğunu gösterse de, CHP'nin elindeki ilçelerin DEM'E ikramının o kadar da kolay olmayacağı söylenebilir.
Bunlar işin daha çok CHP'yi ilgilendiren tarafı. Ancak, 'DEM yetkilileri ile memleket meselelerini görüştüklerini' söyleyen CHP Genel Başkanı'nın, terör örgütünün parlamentodaki uzantısına verdiği sözler, hepimizi ilgilendiriyor.
Kayyım uygulaması, sınır ötesi harekatlar, AB yerel yönetimler özgürlük şartı ve benzeri hususlarda CHP cenahının düşüncelerini biliyoruz. Yerel seçimlerde CHP açısından kritik hale gelen ve DEM'in kanırtarak talep edeceği ve her birisinin milletimizi rahatsız edeceği kesin isteklerinden hangilerine razı olabilecekleri, CHP ile alakalı. Bütün bunları duyurma hususunda şeffaf olup olmayacaklarını de göreceğiz.
Kitlesini 'tıpış tıpış sandığa gidecek kimseler' olarak gören CHP yöneticileri, mazur sayılabilirler belki. Ancak, önemli olan destek karşılığı DEM'e verilecek tavizlere CHP seçmeninin ve tabii milletimizin vereceği tepki…
Gerçekten şeffaf olsalar iyi olur tabii. Ama şeffaflık CHP'ye iyi gelmeyecek gibi…