MELİH ALTINOK

Dün sabah Başkent'te İçişleri Bakanlığı önünde bir terör saldırısı gerçekleşti.
Görüntülerde araçlarını binanın önünde durduran iki terörist girişteki polis noktasına doğru koşarlarken görülüyor. Ardından bir patlama oluyor.
İçişleri Bakanı Yerlikaya'nın yaptığı açıklamaya göre teröristlerden biri üzerindeki bombayı patlatarak ölüyor. Diğeri ise polisler tarafından vurularak etkisiz hale getiriliyor. Olay yerinde çekilen fotoğraflarda teröristlere ait olduğu anlaşılan bir roketatar da göze çarpıyor.
Ne yazık ki, teröristler Kayseri'de arabasını gasp ettikleri bir veterineri öldürmüşler. Tesellimiz, polislerin saldırıyı yaralı olarak atlatması ve olay anında yoldan geçen vatandaşlara bir şey olmaması.



Görüşlerini aldığım güvenlik kaynakları arasında olasılıklar dışında henüz örgüt ismi telaffuz eden yok.
"Aslında bakarsanız PKK imiş, DAEŞ'miş şuymuş buymuş, taşeronun kim olduğu yalnızca kriminal bir ayrıntı. Zira 'mesajın' İçişleri Bakanlığı binasının hemen karsışındaki TBMM'nin açılış törenine yetiştirilmeye çalışıldığı açık" diyorlar.
Evet, 27 Mayıs'tan sonra ülkeye dönüş, hapisten çıkış, ABD kuklası devlet kurmak gibi ümitleri hepten tükenen, birbirine düşen malum çevrelere bir moral vermek istediler ama ellerinde patladı.
Önüne bakan, bölgesel ve küresel çıkarlarına odaklanan, enerjisini ekonomi başta olmak üzere gerçek sorunlarına çözüm bulmaya kanalize eden Türkiye'yi yeniden terörle meşgul edemeyecekler.
Bu arada oylarımızla parlamentoya soktuğumuz siyasi partilerin, üyesi oldukları TBMM'ye yönelik bu terör eylemi karşısında nasıl tavır aldıkları şüphesiz faile dair bize sağlam ipuçları verecektir. Takip ediyoruz.

***

KİME TRİP ATIYORSUNUZ?
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Genel Kurul'a girişini ayağa kalkmayarak protesto eden Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve ortağı Temel Karamollaoğlu'nun halleri çok acıklıydı.
Seçim bitmiş, Türk halkı kararını vermiş ve ülkenin Cumhurbaşkanı halkın parlamentosunu açıyor.
Sizlerse yanlış hesaplarınızın, işbirliklerinizin, planlarınızın neticesi olarak Genel Kurulu ancak "yukarıdan" izleyebiliyorsunuz. Durumunuzun farkında değil misiniz?



Dede yaşında insanlarsınız. Sonucu kabul edemeyecekseniz, kaldıramayacaksanız, sindiremeyecekseniz ne diye yarışa giriyorsunuz?
Ayıraca tavrınız kime?
Milyonların iradesini sallamadığınızı mı göstermek istiyorsunuz? Yoksa azıcık olgun davransanız taraftarlarınızın sizi çiğ çiğ yemesinden mi korktuğunuz için mi bir karış suratla trip atıyorsunuz?

***

KAPATAMAYACAKSINIZ!
Pandemide uygun adım yürümeye, komutla eve girip çıkmaya ne kadar müsait olduklarını açık eden "solcular" kış yaklaşırken yine propagandaya başladılar.
TTB'si atıyor Birgün'ü tutuyor...



Şimdi de testin negatif çıkması ihtimaline çözüm bulmuşlar! PCR testin negatif çıksa bile hastasındır diyorlar.
Hoş "sağcısının" da çok farkı yok ya...
Ama kapatamayacaksınız.

***

ONLARA MI BENZEYEYİM?
Tüm gazetelerin internet sitelerinde yer alan yalan bir haberi kaynak göstererek yazdığım yazımdan ötürü düzeltme ve özür yayınladım. Özeleştiri de yaptım.
Kimi okurlar "Muhalif gazetecilerin altlarında imzaları olan yalan haberlerin bir teki için bile özür dilediklerini, düzeltme yaptıklarını görmedik" diyorlar. Böyle bir ortamda yaptığım alıntıdan dolayı özür dilememi gereksiz bulduklarını söylüyorlar.
Doğrudur ne muhalif medyanın, ne takipçilerinin böyle bir hassasiyeti var.
Ancak ne bekliyorsunuz? Onlara mı benzeyeyim?
Kusura bakmayın, dejenere olmuş bu güruha bakarak hareket etmiyorum. Önce kendime sonra da okurlarıma karşı sorumluluklarım var.