A HABER GALERİ
Küreselcilik defteri kapanıyor mu? Trump’ın ABD’sinde yeni dönem
ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci başkanlık dönemi, tüm dünyayı derinden etkileyen yeni bir dönemin kapısını araladı. Günden güne askeri ve siyasi baskıyı artıran bir ABD yönetimi, küreselcilikten uzaklaşma ve Trump'ın agresif dış politikaları özellikle Batı Yarımküre'de taşları yerinden oynattı. Peki, 'Trump'ın Amerikası hangi yöne gidiyor? ABD Başkanı neyi amaçlıyor?' işte detaylar...
Her yeni getirilen düzenlemeye karşılık on eski düzenlemeyi yürürlükten kaldıracağını belirten Trump, ABD'nin altın çağını başlattığını iddia etti. Bununla küreselcilik ve liberalizmden koşar adım uzaklaşan Beyaz Saray, yarım asrın ardından yeniden yazılan Amerikan dış politikasıyla küresel siyaset yeniden çiziliyor. Peki, "ABD bununla neyi amaçlıyor?"
TRUMP: KÜRESELCİ ANLAYIŞ REDDEDİLMELİ
Trump, "Küreselci anlayış tamamen reddedilmelidir" diyerek bahsettiği konunun temelinde küreselleşmenin, başarılı sanayileşmiş ülkelerden kendilerine acı çektirmelerini, toplumların kökten bozulmasını isteyen bir anlayış olduğunu belirterek yeni atılımı resmen duyurdu.
AVRUPA: YALNIZ BIRAKILDIK
ABD ve Avrupa'nın zayıflayan bağı ve bu sarsıntının gölgesinde şekillenen dünya siyasetiyle yüzleşen Avrupa, "Gerçeklerle yüzleşelim. Avrupalılar olarak yalnız bırakıldık" dedi.
Bir yanda Ukrayna savaşıyla Rusya tehdidi diğer yandan Avrupa'nın çıkarlarını hiçe sayan Trump ile iki canavarın arasında kalan Avrupa, alarma geçti.
Amerika Birleşik Devletleri'nde ulusalcı ve muhafazakâr bir yönetim çizgisi benimseyerek taşları yerinden oynatan Trump Hükümeti, Ulusal Güvenlik Stratejisi Kasım 2025 belgesini yayımladı. ABD'nin bugüne kadar izlediği küreselci ve liberal yaklaşımın kökten terk edildiğine vurgu yapılan belgede, revize edilen bu misyona ilişkin çarpıcı detaylar yer aldı.
Peki "ABD'nin Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde neler var?" Kritik rapordaki ses getiren dört başlık ise şöyle:
1.ABD'nin artık sağ merkezli ve geleneksel bir ulus devlet olduğu. Belgenin ilk bölümlerinde Amerikan elitlerinin ülke çıkarlarını unutarak küreselciliği ön plana çıkarmaları şiddetle eleştiriliyor.
ABD KÜRESELLEŞMEYİ TERK EDİYOR
ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi, küreselciliğin terk edilmesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Tüm ulusların kendi çıkarlarını ön planda tutması ve egemenliklerini koruması doğal ve adildir. Uluslar kendi çıkarlarını öncelikli tuttuğunda dünya en iyi şekilde işler. Amerika Birleşik Devletleri kendi çıkarlarını ön plana tutacak ve diğer uluslarla ilişkilerinde onların da kendi çıkarlarını öncelikli tutmalarını teşvik edecektir. Ulusların egemenlik haklarını savunuyor, egemenliği zayıflatan müdahaleci ulus ötesi kuruluşların saldırılarına karşı çıkıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Trump'ın "Venezuela'yı pek dost bir ülke olarak görmüyoruz. Tabii bu, saldırı yapacağımız anlamına gelmiyor" açıklaması dikkat çekti.
AVRUPA RUSYA'YA KARŞI DEVREYE GİRER Mİ?
ABD'nin yeni anlayışına karşı Avrupalı yetkililerden yapılan açıklamada, "Amerika Hind-Pasifik'in yükünü üstlenmek ve Çin'i caydırmak zorunda kalacaksa, Avrupa'nın da Rusya'ya karşı devreye girmesi gerekiyor" denildi.
Trump'ın Grönland, Kanada, Panama'yı hedef alan çıkışlarının ardından Venezuela, Meksika ve Kolombiya'yı yola getirmeye çalışması da bunun işareti olarak yorumlandı.
Önce Amerika ilkesini benimseyen Trump, ABD'nin Batı Yarımküre'sindeki mutlak egemenliğini güvenlik ve refah koşulu olarak görüyor. Belgenin strateji kısmında da ABD'nin gerçek rakibi ve baş düşmanının Çin olduğu açıkça belirtiliyor.
ÇİN: HAKSIZ ENGELLER KARŞISINDA YILMAYIZ
Çinli yetkili, Trump'ın Çine karşı uyguladığı tarifeler üzerinde eleştiri de bulunarak "Nerede engel varsa, kısıtlama varsa orada inovasyon da vardır. Amerika Birleşik Devletleri'nin önümüze çıkardığı haksız engeller karşısında yılmayacağız" diyerek kararlılık mesajı verdi.
Rusya için öncelikli hedef ise stratejik istikrarın yeniden tesis edilmesi. Bununla birlikte NATO'nun geri çekilmesiyle Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek içinse müzakere yolu benimsendiği belirtiliyor.
ABD'nin strateji belgesinde Avrupa'ya hitaben öne çıkan önemli bir bölümün atlı çizilerek, Kitlesel Göç Dönemi Sona Erdi başlığı altında Brüksel yönetimine "uygarlığın batıyor" ihtarı yapılıyor. Rus yetkilinin, "Mevcut yönetim öncekilerden taban tabana farklı. Başkan Trump hem iç hem de dış siyasette güçlü. Bu da ona ülkesine kendi vizyonuna göre yön verme olanağı sağlıyor" yorumu dikkat çekti.
AVRUPA'YA "UYGARLIĞIN BATIYOR" UYARISI
ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi, konunun akabinde "Bir ülkenin sınırlarına kimleri, kaç kişiyi ve nereden kabul edeceği kaçınılmaz olarak o ülkenin geleceğini belirleyecektir. Kendini egemen olarak gören her ülke, kendi geleceğini belirleme hakkına ve görevine sahiptir. Kitlesel göç dönemi sona ermelidir. Avrupa'nın son 10 yıllardaki deneyimleri bu kalıcı bilgeliği doğrulamaktadır" ifadelerine yer verdi.
TRUMP: DÜZENSİZ GÖÇ AVRUPA'YI ÖLDÜRÜYOR
Avrupa ekonomisinin düzensiz göç nedeniyle gerilediği öne sürülen belgede, ABD'nin aşırı sağcı partilerle olan bağını güçlendirmesi isteniyor. Akabinde Trump'ın konuya ilişkin şu sözleri de dikkat çekti:
"Artık Avrupa diye bir yer kalmadı. Kendinize çeki düzen vermelisiniz. Bu korkunç istilayı durdurun. Düzensiz göç Avrupa'yı öldürüyor."
Rapora göre Ortadoğu bölgesi de ABD için eski önemini yitirmiş durumda. Konuya ilişkin ABD'li yetkili ise "Ortadoğu'da bize bilgi sağlaması için ikna ettiğimiz ajanlar, casusluk yapmaya devam etmekte tereddüt ediyorlarsa, onlara bizden para aldıklarını belirten bir kağıt parçasını imzaladıklarını hatırlatırdık" diye belirtti.
ABD'nin son 50 yıldır Ortadoğu'yu dev bir petrol kaynağı olarak gördüğü itiraf edilen belgede, artık Beyaz Saray'ın bölgede rejim değişikliği dayatmaya son verdiğine işaret ediliyor.
ABD ORTADOĞU'DAN ÇEKİLECEK Mİ?
ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi, "Ortadoğu ortakları radikalizmle mücadeleye olan bağlılıklarını gösteriyorlar ve Amerikan politikası bu eğilimi teşvik etmeye devam etmelidir. Ancak bunun için Amerika'nın bu ülkeleri, özellikle Körfez monarşilerini, geleneklerini ve tarihi yönetim biçimlerini terk etmeye zorlayan yanlış yönlendirilmiş deneyiminden vazgeçmesi gerekecektir. Amerika ancak Arap ülkeleri, İsrail ve Türkiye'nin desteğiyle bölgede istikrar kazanabilir." İfadelerinin ardından merak konusu olan "ABD Ortadoğu'dan çekilecek mi?" sorusu gündeme geldi.
Dünya siyasetinde yön belirleyici bir rol üstlenen ABD'nin yayımladığı belge, Beyaz Saray'ın yarım asırdır benimsediği küreselci anlayıştan hızla uzaklaştığını açıkça ortaya koymuş durumda. Avrupa'da günden güne yükselen aşırı sağ ve milliyetçi yaklaşımın dünya genelinde kazandığı ivmeyle beraber, yeni bir küresel düzenin ayak seslerinin duyulmaya başlandığına dikkat çekildi.
Konuya ilişkin ABD'li yetkili ise, "Kolektif savunmanız için elini taşın altına koyan müttefikler, ABD'nin özel ayrıcalıklarından faydalanacaklar. Bunu yapmayan müttefikler ise sonuçlarına katlanacaklar" şeklinde konuştu.
Bu yeni düzende belirleyici rol oynayacak en kritik dinamikse ABD-Avrupa ilişkisi olacak. Washington'ın desteğini mutlak şekilde koruma arayışında olan Avrupa, Trump'ın vizyonuna ayak uydurarak kültürünü yeniden şekillendirecek mi? Yoksa ABD ile Avrupa arasındaki bu sürtüşme, Atlantik'in iki yakası arasında yeni gerilimlere mi neden olacak?