‘En yeni dünya düzeni’nde geçmiş hatalardan kaçınalım
09.08.2017, Çarşamba
Terörle mi, yoksa asıl başta Amerika olmak üzere Almanya gibi müttefikimiz olan Batı ülkeleri ile mi mücadele ediyoruz? Bu sorunun cevabı, içine girmekte olduğumuz "En Yeni Dünya Düzeni"nin şifrelerini de içermekte. "Yeni Dünya Düzeni"nden anladığımız, Soğuk Savaş ertesinde Amerika'nın tek süper devlet olarak dünyayı haraca kestiği düzendi. Kendisine tehdit olarak gördüğü ülkeleri kolayca işgal ederdi. Panama'nın, Irak'ın devlet başkanları, Amerika için adi suçlular konumundaydı.
En yeni dünya düzeni
Bu dönem geridekaldı. Artık dünyadaÇin ve Rusyada birer denge merkezikonumundalar. Ayrıca sade Türkiye değil, Filipinler ve Venezuela gibi geçmişte Amerika'nın her dediğine "Evet" demeyi kişilikli dış politika olarak algılayan ülkeler de eskisinden çok faklılar. Bu arada Avrupa Birliği üyesi ülkeler de Amerika'nın Rusya'ya karşı uyguladığı politikalardan hoşnut değiller.
Bu "En Yeni Dünya Düzeni"ne girerken geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamamalıyız. Bu hatalara verilecek en dramatik örnek 1974 Temmuzundaki "KıbrısHarekatı"nın yönetilmesidir.
Krizi yönetememek
O zamanki Ecevit-Erbakan koalisyonuaskeri müdahale kararını alırkenbunun sonuçlarını hem hesap etmediler,hem de bu sonuçlara dayalı oluşacakriskleri tahmin edemediler. Sonundaaskeri harekâtın birinci aşamasındaöngörülen hedeflere ulaşılamadığı için,Birleşmiş Milletler'in aldığı ateşkes kararınarağmen ikinci harekât gerekti. "KimKıbrıs fatihi olacak" tartışması sonundaharekâtın sonuçları kalıcı bir uluslararasısiyasi çözüme bağlanamadan, koalisyondağıldı. Amerikan ambargosu,ekonomik çöküntü, terör ve anarşinin tırmanmasıgeldi. Bu dönem 12 Eylül 1980askeri müdahalesi ile noktalandı.
1 Mart tezkeresi
Demek ki sadece "Kararlılık" vesadece "Eylem" dış politikada başarı içinyeterli değildir.
Bunun gibi 1 Mart tezkeresinin TBMM'de reddedilmesi ertesinde, Pentagon'la Genelkurmay arasındaki ilişkilerin adeta kopmasının sonuçlarının, Ergenekon ve Balyoz davalarına dayanacağını, Amerika'da üslenen FETÖ'cülerin devlet yapımızı ele geçirmeye çalışmaları olduğunu tahmin edebilir miydik? Bu sürecin 15 Temmuz darbe girişimine dayandığını bile görmedik mi?
Sözün özü
Sözün özüne gelince... Tabii ki terörleyaşamaya alışmamız mümkün değildir. Ama terörü tek başımıza yok etmemiz de galiba mümkün değil ki, 1984'ten beri hayatımızda bir PKK olgusu var... Kısacası sırtınızda devletin, toplumun, ülkenin istikrarının, güvenliğinin, refahının sorumluluğu bulunmadığı zaman, veya bunlar size vız geldiği zaman, neler söylemez, ne kararlar almazsınız ki... Demek ki konuşmadan önce iki kez yutkunmak ve eyleme geçmeden önce uzun uzun düşünmek en doğru olandır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.