ENGİN ARDIÇ

Gazete okuru esas olarak lumpen midir yoksa "ağzı burnu düzgün" olduğu varsayılan insan mıdır?
Lumpen gazete okumaz. Kitabı zaten geçiniz, kitap okumak "delikanlıyı bozarmış"... Mahkemeler bu yamyamlara "kitap okuma cezası" veriyorlar, güler misin ağlar mısın?
Ama ağzı burnu düzgün, hem de fazla düzgün bir manken kızımız çıkıp "kültürlü olmak için kitap okumak gerektiğine inanmıyorum" da diyebiliyor...
Peki nedir bunun ölçüsü?
Gazete insanlar için çıkıyorsa niçin hayvan haberleriyle dolu?
Yok, "yılan ineği yuttu" haberini demedik, o Internet sitesinde yer doldurmak için (Baba Vanga gibi)...
"Sürmanşeti" dedik örneğin.
Eskiden sürmanşet deyince, manşetten yani gazetenin "kafa haberinden" de önemli, genellikle bir son dakika gelişmesi anlaşılırdı...
Şimdi "manken Ayşe hamile mi değil mi" tartışması.
Ya da en dandik dizinin en paçoz figüranına kraliçe muamelesi.
Açıyorsun...
On sekizlik kızdan komisere bıçak.
Doğum gününden bir gün sonra taksi çarptı, öldü.
Doktor kızını on bir kurşunla katletti.
Doğum yapan eşini bıçakladı.
Ehliyetine el konulmuştu, 170'le kamyon altına girdi.
Pompalı tüfekle "selfie" çekerken canından oldu.
Tartıştığı eşini ve kızını öldürdü.
Camdan bakan çocuk aşağı düştü. *** En arka sayfa ayrı bir beladır.
Eskiden spora, daha doğrusu yalnızca futbola ayırılırdı, sonra futbolu içeri aldılar, arka sayfayı çarçurla doldurmayı tercih ettiler.
Kızıl Meydan'da festival varmış... Hadi canım... Rus kızı bacağını kaldırmış, gazete kızın eteğiyle çizmesi arasında kalan azıcık bacak parçasını, buncağızdan bile etkilenecek abazanlara gösterecek...
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, profesyonel sporcuların dişleri çürükmüş...
Orlando Bloom ile başrol paylaşan Cara Delavigne (o da kim?) samimi açıklamalarda bulunmuş. Delavigne, "kıyafet severim ama her zaman değil, çıplak olmayı tercih ederim" demiş...
Evet, fazla samimi olmuş.
Bunun alternatifi de, "benim emekçi halkım giymeye bir entari bulamazken..." zevzekliğidir. Onu da yapan var. *** Lumpen ülkenin lumpen basını yerlerde sürünüyor.
Faşistler çözümü "Tayyip'e küfürde" ve düpedüz yalan yazmakta buldular.
Durdukları yerde uyduruyorlar.
Çok düşündüm, gazeteler lumpenlere seslendikleri için mi bu hale geldiler, yoksa gazetecilerin bizzat kendileri mi lumpen de bundan ötesini beceremiyorlar?
Türk basınını katledenler, günahlarının bedelini "tiraj kaybı" olarak ödeyeceklerdir.
Ödüyorlar da...