Trump'ın çeşitli sebeplerle başının hoş olmadığı bilinen BM binasına girişinde yürüyen merdivenin bozulmasının ardından, tam da konuşmasına başladığında arıza yapan prompter, işin magazin kısmı.
Dünyanın süper gücü ABD'nin devlet başkanı olan Trump'la ilgili asıl problem BM kürsüsünden yaptığı ve herhalde milyonların merakla izlediği konuşmasının yalanlarla dolu olmasıydı.
Trump'u izlerken, Aleksandr Soljenitsin'in, 'Yalan söylediklerini biliyoruz / Yalan söylediklerini biliyorlar. / Yalan söylediklerini bildiğimizi biliyorlar / Yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerini de biliyoruz / Ama hâlâ yalan söylüyorlar.' şeklindeki meşhur tekerlemesini hatırlayanlar olmuştur, muhtemelen.
ABD'den çok kendisini övmesi, normal karşılanabilir. Ancak, sona erdirdiğini söylediği 7 savaş başta, anlattıklarını sadece ABD halkının değil hemen herkesin bıyık altı gülümsemeyle izlediği de söylenebilir.
Rusya-Ukrayna savaşını ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını sona erdireceği, Trump'ın sözleri arasında en önemli olanları idi.
BM'deki konuşmasında tartışılmaz İsrail yanlısı bir tavır takınan Trump'ın yalanlarının en can acıtıcı olanı, Gazze'de ateşkesin sağlanmasına dair teklifin Hamas tarafından reddedildiği iddiası.
Amerika'yı tekrar büyük yapacağını söyleyen Trump'ın, ülkesinin Avrupa ülkeleri üzerindeki nüfuzu açısından oldukça elverişli Rusya-Ukrayna savaşını bitirmek isteyip istemediği, karmaşık bir konu. Gazze'ye yönelik soykırımı durdurmak için İsrail'e desteğini kesmesinin yeteceği bilindiği için, bu olmayınca akla ilk gelen, iplerin kimin elinde olduğu sorusu oluyor.
Aralarında İngiltere ve Fransa'nın da bulunduğu 10 ülkenin, Genel Kurul'daki tanımaları ile BM'de Filistin'i tanıyanların sayısının 157'yi bulması, 193 ülkeden sadece 164'ü tarafından tanınan İsrail açısından, sıkıntılı.
Kısa vadede Gazze'ye yönelik vahşetin sona ermesi ya da en azından azalması açısından faydası olmayacağı bilinen 'Filistin'i tanıma' konusunun, sadece İsrail'in değil ABD'nin de canını ciddi şekilde sıktığı, aşikar.
Çok hoşlanmıyor gözükse de İsrail'in bütün melanetlerini desteklemek mecburiyetindeki Trump, birbiri ardına gelen bu tanıma kararlarının sebeplerinden birisinin de Filistin ve Gazze konusundaki farkındalığın artması olduğunu çok iyi biliyor.
İngiltere'nin yanında Kanada ve Avustralya'nın da Filistin'i tanımaları, akla başka hususları getirse de, Filistin'i tanıyan ülkelerdeki ciddi protesto gösterilerinin de tanımada önemli rol oynadığı inkar edilemez…
Filistin'i tanıyan ülkelerin sayısının 157'ye ulaştığı BM Genel Kurulu'nun gerçekleştiği sırada, İsrail'in Filistin'deki katliamlarını sürdürmesi, BM'nin artık fonksiyonelliğinin kalmadığının ispatı.
BM'nin güçsüz halinden, bu kuruluşun ataletinin başlıca sorumlusu olan Trump'ın da şikayetçi olması, ironik.