Epeydir beklenen İmamoğlu Suç Örgütü iddianamesi, artık hazır. Örgüt yöneticisi olarak İmamoğlu hakkında 828 yıl 2 aydan, 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası istenen ve aralarında 105 tutuklunun da bulunduğu 407 şüpheliyi kapsayan iddianame 3.800 sayfa.
Mart ayının 19'unda gözaltına alınıp 23'ünde tutuklanan Ekrem İmamoğlu ve beraberindekilerle ilgili iddianamenin tutuklamadan 232 gün sonra hazırlanması, başlıca eleştiriler arasında.
Ancak, ortaya çıkan yeni deliller ve etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen itirafçılarla 19 Mart'tan sonraki 8 aylık süreçte 9 operasyon daha gerçekleştirilip birçok kişinin tutuklandığı düşünülürse, 232 günde hazırlanmasına erken demek bile mümkün. Bu, büyük ihtimalle ek iddianamelerle karşılaşacağız manasına da geliyor.
'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'tan 59, 'rüşvet'ten 11, 'suç kaynaklı malvarlığı değerlerini aklamak'tan 46, 'dolandırıcılık'tan 4'er kez olmak üzere 'örgüt lideri olarak' 142 eylemden sorumlu tutuluyor, İmamoğlu.
Gözaltına alındığından itibaren, bütün soruları 'bilmiyorum, hatırlamıyorum, muhatap almıyorum' şeklinde karşılayan İmamoğlu, iddianamenin mahkemeye sunulduğu aşamada da kuyruğu dik tutma telaşında.
Unutturmaya çalıştıkları 'mahkemenin TV ekranlarından yayınlanması' talebini yineleyen İBB eski başkanı, alnının ak, başının dik olduğunu söyleyerek, 'bizim bu aziz millete hesabını veremeyeceğimiz hiçbir şey yok!' diyebilmiş.
Siyasi şizofrenler müstesna, 16 milyon İstanbullunun İmamoğlu'nun 6 senede neler yaptığını ciddi şekilde merak ettiği, kesin. Canlı yayın olup olmayacağını bilemeyiz, ama İmamoğlu, mahkeme öncesi slogan üretmek yerine 2019'tan beri İstanbullular için yaptıklarını anlatmakla işe başlayabilir.
Her şeyin güzel olacağı vaadiyle iş başına geldiği tarihten beri hükmettiği 1 trilyon 200 milyar liralık İBB bütçesi ile İstanbul'a yaptığı hizmetleri -eğer varsa tabii- sayıp dökmesi, kendisi açısından da iyi olur.
Ancak, İmamoğlu tutuklandıktan sonra anlatmakla bitiremediği 17 kent lokantası ve 15 kreş hikayesini tekrarlamasa, daha iyi olur. Kent lokantaları dediği şey, 16 milyonluk İstanbul'da günde 4 bin 200 kişiye ucuz yemek satmaktan ibaret. Oysa sadece Bağcılar'ın bir mahallesinde bile, günde 4 bin kişiye bedava yemek dağıtan bir aşevi mevcut. Hem de ücretsiz.
Eğer, anlat bakalım modunda bir şeyler söylemeye başlarsa, 16 milyondan birisi olarak, iki katına çıkaracağına söz verdiği halde metro konusunda neden azıcık olsun gayret etmediğini öğrenmek, öncelikli talebim olur.
Dünyanın trafikte en çok zaman kaybedilen şehirleri arasında ilk sıraya çıkarmayı başardığı (!) İstanbul'un Avrupa yakası trafik problemini çözebilecek TEM ile E-100 arasında projelendirilen yolu ve aynı maksatla yapılacak 22 tüneli iptal etme sebebini öğrenmek de fena olmaz…
Söyleyebilecek bir şeyleri varsa tabii…