Selim, selam vererek yanlarına yerleşen Melih Bey'e:
- Ağabey, hoş geldin. Zaferler ayı Ağustos, bu sene daha bir farklı kutlanıyor sanki. Ne dersin?..

- Ağustos, geçmişteki zaferlerimiz sebebiyle zaten ciddi bir kutlama havasının hakim olduğu bir ay. Bu Ağustos'ta bir yandan bu zaferler anılırken, bir yandan da ülkemizin savunma sahasındaki muhteşem gelişmelerini sergileyen programlara da ağırlık verildi…

İhsan:
- TEKNOFEST Mavi Vatan etkinlikleri kapsamında TCG Anadolu'ya Savarona yatı, TCG Oruçreis, İstanbul, Heybeliada, Kalkan, Alanya ve Sancaktar gemileri ile Hızırreis denizaltısının eşlik ettiği, Cumhurbaşkanımızın da izlediği İstanbul Boğazı'ndaki resmi geçit, haftanın en muhteşem olaylarındandı. Gemilerin Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden başlayıp Sarıyer, Tarabya, Emirgan, Kanlıca, Rumeli Hisarı, Kandilli, Bebek ve Ortaköy güzergahından ilerleyerek 15 Temmuz Şehitler Köprüsü altından geçmeleri ile gerçekleştirilen töreni izleyenler, ülkemizin nereden nereye geldiğine bir kez daha şahitlik etmiş oldular…

- Mavi vatanın muhafızları da denilen gemilerimizin geçişini bizzat katılarak ya da TV'lerden izleyip de göğsü kabarmayan yoktur herhalde. Tam da dosta güven, düşmana korku veren bir manzaraya şahit olduk…

Mustafa:
- Cumhurbaşkanımızın, Malazgirt Zaferi'nin 954. Yıl Dönümü Kutlama Programı'ndaki konuşmasında, 'Suriye'deki tüm kardeş halklar gibi Kürtlerin de güvenliğinin, huzurunun, esenliğinin teminatı Türkiye'dir. Yönünü Ankara'ya ve Şam'a dönenler kazanacak.' diye başlayan sözleri, Terörsüz Türkiye ve bölge sürecini tam manasıyla anlamayanlara bir mesajdı galiba?..

- Ya da daldıkları hayallerden uyanmak istemeyenlere son bir uyarı da diyebiliriz. Bölgeyi karıştırmak isteyen güçlere maşalık yapanlar, Rusya ve İran'ı takiben ABD'nin de belirli ölçüde kenara çekilmesi üzerine sırtlarını İsrail'e dayamak derdinde. İsrail de onlar sayesinde bölgeyi kafasına göre dizayn etmek istiyor. Cumhurbaşkanımızın, 'bugün, bekası söz konusu olduğunda hiçbir güce boyun eğmeyen bir Türkiye'de yaşıyoruz' sözleri bu açıdan çok önemli… İhsan:
- 'Kıblesini şaşırıp kendilerine yeni yabancı patronlar arayanlar eninde sonunda kaybedecektir' diyen Cumhurbaşkanımızın en çok dikkat çeken cümlesi de 'Kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz' şeklindeydi… Mustafa, araya girerek:
- Cumhurbaşkanımızın konuşmasının bir bölümü de, 'Kimse unutmasın, Türkler, Araplar, Kürtler olarak bu coğrafyada kıyamete kadar hep beraber yan yana yaşayacağız. Müslüman kanından beslenenler tarih sahnesinden çekildikten sonra bile biz yine burada olacağız. Unutmayın, Malazgirt'te olacağız. Sultan Alparslan'ın, Selahattin Eyyubi'nin ahfadı olarak Türkiye Yüzyılı'nı, büyük ve güçlü Türkiye'yi, önce 'Terörsüz Türkiye'yi ardından da terörsüz bölgeyi gönül gönüle vererek el birliğiyle gerçeğe dönüştüreceğiz. Ayrılık türküleri değil, inşallah kardeşlik türküleri söyleyeceğiz.' diyor. Daha ne istenir ki?..

Mehmet:
- Cumhurbaşkanımızın, kuruluşunun 50. yılını kutlayan Aselsan'ın yeni 14 tesisinin açılışı, Oğulbey Teknoloji Üssü'nün temelinin atılması yanında Çelik Kubbe ile ilgili teslimatların yapıldığı törende, 'Bugün dosta güven düşmana korku verecek toplam 47 araçtan oluşan Gök Kubbe sistemlerini kahraman ordumuza kazandırıyoruz' dedikten sonra yaptığı, 'masada olmakla menüde olmak arasındaki ince çizgiyi belirleyen unsur, hava savunma ve taarruz kabiliyetlerinizdir' vurgusu da çok önemliydi… Melih Bey, gülerek:
- Maşallah, bakıyorum hepiniz hafta boyu yaşanan gelişmeleri dikkatle takip etmişsiniz. Umarım ki milletimizin büyük çoğunluğu, ama özellikle de birilerinin boş mevzularla uyutmaya çalıştığı kitle de bunları takip etmiş ve gereken dersleri almıştır. Etrafımız nerede ise tam bir ateş çemberi haline gelmiş iken, saçma sapan mevzularla insanları oyalayıp dikkatlerini dağıtmaya çalışanların niyetleri pek iyi değil çünkü… Selim:
Çelik Kubbe: Yüzde yüz yerli ve milli… - Çelik kubbe ile ilgili sizin söyleyeceklerinizi de dinlemek isteriz… - Çelik Kubbe, zaten var olan birtakım savunma gereçlerinin tek çatı altında derlenip, ülkemizin tamamını kapsayacak şekilde koordine edilmesi yani gerektiğinde tek merkezden idare edilebilir hale getirilmesidir, diyebiliriz. Sürekli geliştirilecek bir sistem bu. Başka ülkelerdeki benzerleri ile arasındaki fark, bizimkinin en düşük irtifadan en yükseğine kadar hizmet verecek kabiliyette oluşu. Benzer sistemlerden bazıları, küçük dronlardan gelebilecek saldırılara karşı savunmasız iken, bizdeki bunlara da karşı koyabilecek kapasitede. Orta ve yüksek irtifadan gelebilecek muhtemel saldırılara karşı da geçerli bir sistem. En güzel tarafı da tamamen yerli ve milli oluşu…

İhsan:
- Bugün geldiğimiz aşama için ne kadar şükretsek az. On yıl öncesi hava savunma sistemleri için başka ülkelerin kapısını aşındırıyorduk. Bize Patriot satmayan ABD'nin, Rusya'dan S400 almamıza karşı çıktığı günler, daha dün gibi. Şimdi hamdolsun, bahsi edilen sistemleri bile geride bırakan füzelerimiz var… Mehmet:
- Rusya'dan S400 almamıza sadece ABD karşı çıkmıyordu üstelik. İçeriden birileri de ne ihtiyacımız var bu füzelere, bize kim saldıracak diyerek kafa karıştırıyorlardı… Melih Bey:
- Kimden yana olduklarını araştırmamız gereken içimizdeki Batı uzantılarının tavırlarında bir değişiklik yok. Birçok konuda olduğu gibi ülkemizin hava savunma sahasında sağladığı gelişmeler de umurlarında değil zaten… Selim:
- Sadece böyle olsa çok problem değil. Yapılmasından memnuniyet duymama yanında, rahatsızlık duydukları da açık. Sanki bütün bunları ve bu arada Çelik Kubbe'yi yapmasaydık daha iyi olurdu havasındalar Melih ağabey, yanılıyor muyum?..
- Ülkemizin bir şeyleri yapmasını istemeyenler geçmişten beri vardı ve bunlar, bunları dışarıdan ithal edip içeriye satanlardan oluşuyordu. Söz konusu savunma sanayii olduğunda, bu sahada herhangi bir şey yapmamızı istemeyenlerin niyetleri konusunda ciddi ciddi düşünmek lazım… Mustafa:
- O kadar düşünmeye gerek yok bence. Ülkemizin savunma konusunda kendi ayakları üzerinde durmasını istemeyenlerin hain olduklarında şüphe yok. Bunlar, uluslararası sisteme teslim olmamız ve her ne isteniyorsa yapmamız durumunda her türlü problemin çözüleceğini düşünen ve buna milletimizi de ikna edebileceklerine inanabilecek kadar zeka özürlü kişiler… - Zeka özürlü oldukları konusunda hemfikiriz. Türkiye gibi bir ülkede, insanımızı düşmanlarımıza teslim olmaya ikna edebileceklerine inanmaları sebebiyle bunu hak ediyorlar. Ancak, sureta Haktan gözükmek suretiyle kafaları karıştırabildikleri de bir gerçek… Mehmet:
- Savunma sanayiimiz başta olmak üzere ülkemizin son yıllarda yaşadığı muhteşem gelişmeleri inkar ettikleri yetmiyormuş gibi bunların aslında gereksiz olduğu ya da benzeri yönde olumsuz algılarla insanımızı kandırmaları, akıl almaz bir durum. Bu da, yapmamız gereken çok şey olduğunu gösteriyor. Dilimiz döndüğünde eş, dost, akraba ve çevremize yapılanları detaylıca aktarmak ve onların da bunları çevrelerine yaymasını temin etmekte fayda var… İhsan:
- Evet, hepimizin göğsünü kabartan birtakım gelişmelerden sonra Zafer Haftası'nı milletçe coşkuyla kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları ile taçlandırdık. Bugünlük bu kadar diyelim ve dua ile bitirelim. Cenab-ı Hakk, ülkemizi geliştirmek üzere yürüttükleri bütün çalışmalarda yöneticilerimizin yardımcısı olsun… - Amin…