Kurulduğu 4 Ağustos 2001'den sonra 3 Kasım 2002'deki ilk seçimde yüzde 34,28 oy ve 363 milletvekili ile tek başına iktidara gelerek siyasete merhaba dedi, AK Parti. Bundan sonra yapılan bütün seçimleri açık ara kazandığı gibi, anayasa ve hükümet sistemi ile ilgili referandumlarda da galip gelen AK Parti'nin, sadece ülkemiz değil dünya siyaset tarihinde de benzersiz olduğu, söylenebilir.
Karşı karşıya kaldığı darbe ve muhtıra girişimleri, kapatma davası, iş göremez hale getirmeyi amaçlayan kalkışma denemeleri ve benzerleri hesaba katılırsa, bu başarı hikayesi çok daha büyük mana ihtiva eder.
Yirmi bir yıldır sadece iktidar olmakla kalmayıp demokrasinin olmazsa olmazlarından olan muhalefet konusundaki eksikliği kendi içinde gidermek durumunda kalmasını da AK Parti'nin başarı hanesine yazmak gerek.
Muhalefet konusunda örnekler aramaya gerek yok. 2023 Mayıs seçimlerinden beri iç problemlerine odaklanan muhalefetin memleket meseleleri ile ilgili tek kelime bile etmeyişi, muhalefet eksikliğinin en açık delillerinden.
Yandık bittik, mahvolduk benzeri nutukları çok sevenlerin varlığı malum. Ancak hangi konuda olursa olsun, AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılı baz alınarak yapılan objektif mukayeseler, ülkemizin tartışmasız bir şekilde kat be kat ilerlediğini ve geliştiğinin delilidir.
Ülkemizin 4 kat, 5 kat hatta daha fazla geliştiğini gösteren rakamlar, gidişatın hakikaten çok iyi olduğunun göstergesi. Dış kaynaklı saldırılar ve salgın gibi gelişmeler sebebiyle yaşanan sıkıntılarla baş etme konusundaki adımlar da, milletini düşünen bir yönetime işaret.
Haklar ve özgürlükler konusunda, özellikle de 28 Şubat'ın üzerlerinden adeta bir silindir gibi geçtiği dindar kesimin problemlerinin çözümü konusundaki gelişmelerin, her türlü övgüyü hak ettiğini vurgulamak boynumuzun borcu.
Kimlikleri ve ait oldukları mahallenin gereği olarak doğuştan muhalif olup son 21 senedir yaşanan gelişmeleri takdir etmek yerine inkara ya da itibarsızlaştırmaya çalışanlara söylenebilecek fazla bir şey yok. Ders alıp almayacakları ayrı bir mesele. Bu tür çabaların kazandırıp kazandırmadığının hesabını yapmak, kendi problemleri.
Doğuştan muhaliflerin bakış açılarının farklılığı, normal. Ancak, başörtüsü, katsayı ve benzeri yasaklarla boğuşan kesimden olup, bu hususlardaki muazzam gelişmeleri görmezden gelen ve ehemmiyetsizmiş gibi takdim etmeye çalışanların durumunu izah, zor.
Başörtüsünün artık normalleşmesi, katsayı zulmünün tarihe karışması, Ayasofya'nın ve taksim Camii'nin açılması… gibi adımları görmezden gelen ve dindarları yüz seksen derece zıt oldukları bilinenlere hizmete ikna için çalışanlar, meselenin en vahim yönü.
Amaçlarına ulaşabilmek için detay denilebilecek şeyleri kullanan bu kesimin gelişmeleri, kıskançlık ve hatta haset duygusu ile değerlendirdiğini söylemek gerek…