Kayıtsız şartsız kendilerine oy vereceklerle iktidara gelemeyeceklerini bilen ve milletimizin teveccühünü kazanma ihtimali de olmayanlar, bulanık suda balık avlama peşinde. Zorlama mermi hikayeleri de oltalarındaki yemler.
Akşener, partisinin İstanbul binasına isabet eden ve mahiyeti artık herkesçe bilinen mermiye dair yalanlar uydurup HDP ile iş birliği hususunda milletimizi uyutacağını hayal ediyor. İşe yaradığı düşüncesiyle, İstanbul İl Merkezi yakınlarındaki silah seslerini bahane ederek, CHP de benzer bir yol deniyor.
CHP, İyi Parti ve onlarla aynı masada bulunan partilerin, insanımızın 14 Mayıs'ta bildiklerine göre değil, uydurulmuş masallara göre tavır alacağını zannetmeleri, yanlış. Mermi hikayeleri ile algı oluşturan iki parti de, Kılıçdaroğlu'nun destek talebi ile yaptığı görüşmede HDP'lilere verdiği sözleri gizleme çabasında.
Altılı Masa'nın seçim başarısı açısından desteği kilit öneme sahip olan HDP'nin çeşitli tavizler almadan destek vermeyeceği, açık. Bu partinin seçimler için aday göstermeyişi de, Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşmede istediklerini aldıklarının delili zaten.
HDP'nin destek verme karşılığında alacağı tavizleri gizli tutacağı beklentisi, ittifakın yumuşak karnı. Aday çıkarmayıp seçimlerde Kılıçdaroğlu'nu destekleyecek HDP, masadakilerin kendilerine muhtaç olduklarını tadını çıkara çıkara anlatma fırsatını kaçırmaz. Bunun varlıklarının ispatı yanında meşruiyetlerine yönelik atılmış adımlardan birisi olarak görüyorlar çünkü.
Gerek HDP'li bazı isimlerin ve gerekse Kandil'den açıklama yapmayı çok sevenlerin bu günlerde söyledikleri, sadece milliyetçi muhafazakar gözükmeye çalışan İP'in değil, Atatürk'ün partisi olduğu iddiasındaki CHP'nin tabanının da ciddi şekilde rahatsız edecek şeyler.
CHP ve İP'in başını çektiği irili ufaklı partilerden oluşan benzemezler ittifakının, HDP'nin ve Kandil'dekilerin susmalarını beklemeleri ise boşuna.
HDP'liler ve Kandil'dekiler, 'merd-i kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler' sözünün ne manaya geldiğini ve yaptıklarının tam da bu sözdeki gibi olduğunu tabii ki bilirler. Ancak 'ittifakla olan bağlarının açıkça ilan edilmesi' şeklindeki taleplerinin dikkate alınmadığının da farkındalar. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu'nun kapalı kapılar ardında söz verdiği hususları kamuoyu ile paylaşması gerektiğini söylüyor ve bunun yapılmadığını gördükleri için de en azından bazılarını kendileri açıklıyorlar.
Çeşitli sebeplerle, ülkemizin varlığı, birliği ve bekası ile ilgili tereddütler doğuracak bir yapı olduğu bilinenlerin oluşturduğu benzemezler ittifakına destek verecek olanların varlığı, bir vakıa. Bize düşen ise onları elden geldiği kadar uyarmak.
14 Mayıs'ta yanlış bir tercih yapılırsa, meydana getireceği kırılmanın telafisinin çok çok zor olacağını hatırlatmaya bile gerek yok!..