Bir yıldır bu sütunlarda "TürkiyeAvrupa Birliği'ne doğru adımadım gidiyor" diye yazıyorum. Mail atarakbenimle dalga geçenler oldu. "Vizesiz Avrupa'yı rüyandagörürsün" diyenler çıktı. Vedün Avrupa Birliği Komisyonu,Türk vatandaşları için "VİZESİZAB" tavsiye kararı aldı. İçeridekikısır tartışmalardan, dışarıdangelen saldırılarla boğuşmaktan,sınırlarımızdaniçeriye taşan terörbelasından dolayı"Kendimizi","Gücümüzü"göremez olduk,körleştik. Türkiyeson yıllardaotobanlar,köprüler,tünellerle100 yıllıktarihinin en büyük alt yapı yatırımlarınayöneldi. Üniversitelerde derslerde alt yapınınberaberinde nasıl üretimi, sanayileşme vekalkınmayı getirdiği uzun uzun anlatılır.
Türkiye son yıllarda yaptığı bu muazzam alt yapı yatırımlarının dönüşünü önümüzdeki on yıl içinde katlayarak alacak. Dünya ekonomik krizlerle boğuşurken, Türkiye terör ve her türlü saldırıya rağmen büyümeyi sürdüren birkaç ülkeden biri olarak tüm dünyada parmak ısırtıyor. Geçtiğimiz hafta da uluslararası önemli kuruluşlar, önümüzdeki dönemde ekonomisi atılım yapacak bir elin parmağı ülke arasında Türkiye'yi ikinci sıraya koyuyordu. Büyüyen bölgesinde ve dünyada Küresel GÜÇ haline gelen Türkiye haliyle birilerini rahatsız ediyor. Bir bakıyoruz, "Türklere Vizesiz AB" kararına en büyük tepki Londra'da basılan gazetelerden geliyor.
Kendileri AB'den çıkmayı referanduma götürürken, bizim bu kapıdan adım atmamız onları neden böyle yakından ilgilendiriyor ve hatta ürkütüyor? Onlar tehdit olarak görüp kaçmaya çalıştıkları AB'de bizi neden görmek istemiyorlar? Böyle bir ortamda Avrupa ile didişen Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü niçin dün ortaya çıkıp "Türk yönetimi Osmanlıİmparatorluğu'nun eski gücünü gerigetirmek istiyormuş gibi bir izlenimbırakıyor. En azından Türk yönetiminipolitikasının tüm bileşenleri böyle birtablo ortaya koyuyor?" diyor. Neden "Osmanlı İmparatorluğu'nun sonununne olduğunu hepimiz biliyoruz?" diye tehdit savuruyor? Ve dahası İngiltere'nin en büyük sendikası Unite the Unıon ile üçüncü büyük sendika GMB işi gücü bırakmış İngiliz Parlamentosunda bir araya gelip "KAMPANYA" başlatıyorlar. İngiliz hükümeti parlamento kapılarını açarak, onbeş milletvekili de imzaları ile neden bu kampanyaya destek veriyor. Niçin Londra'da "Öcalan'a özgürlük" kampanyası başlatıyor sendikalar. Sendikalar İngiltere'deki işçilerin hakları dururken neden İngiliz İstihbaratı MI6'nın dolmuşuyla İmralı'yı birinci gündem maddeleri yapıyorlar? O İngiltere'de devletin resmi kanalı BBC "Suriyeli muhalifler katliam yaptı" diye haber yapınca spikerleri istifa etmişti. "Evet yalan haber yaptık,özür dileriz" dediler. Neden yalan haberler yaparlar, sınırımızın hemen ötesinde Türkiye'nin desteklediği muhaliflerle ilgili? Ve Türkiye'ye vizesiz AB yolu açılmasına "İfadeözgürlüğü yok, ne işi var Avrupa'da" diye niye saldırırlar? Daha geçen hafta "İsrailAmerika'ya taşınırsa Filistin sorunuçözülür" diyen İngiliz milletvekillini niçin linç ederler? İfade özgürlüğü İsrail'e gelince neden İDAM edilir, ifade edenin milletvekilliği askıya alınır? Bir İngiliz milletvekili niçin "DAEŞ'i İran'a tercih ederiz" diyen İsrail'e kurban verilir? Suriye'de PKK kamplarının dibinde İngiliz askerlerinin işi nedir? Cevaplar aslında soruların içinde sırıtıyor? Terörden ve onun getirdiği KAOSLARDAN beslenenler ve sömürdükleri ülkelerden kopmak istemeyenler, tek geçiş yolu ANKARA'yı almak için her yolu deniyor. Size dün Birleşik Krallıktaki entrika olimpiyatlarını anlatan Game of Thrones dizisinden bahsetmiştim.
3.sezonda müthiş bir cümle bakın günümüzü nasıl özetliyor; "KAOSLAR bir çukurdeğil, bir MERDİVENDİR ." Çıkarsın üzerine, tırmanırsın gitmek istediğin yere.
PARANIN FİRAVUNLARI tarafından kurulan İsrail'in Bakanı tarafından New York Times'a "Bizim Suriye için önerdiğimizen önemli çözüm çözümsüzlüktür" denmesi boşuna değildir. PARADORLAR, çözümsüzlüklerden, onun getireceği ölümlerin cesetleri üzerinden DOLAR bulutları üzerine çıkan akbabalardır. Evet terör, ondan beslenenlerin Ankara'ya dayamak istediği bir merdivendir. Teröristlerin cesetleri de o merdivenin basamaklarıdır. O basamaklarda ölülerin cesetlerine basan sahiplerinin çizmeleri gezinir. Ankara 100 yıldır üzerine dayatılan merdivenleri kırmak için ilk kez son dönemde büyük mücadele vermektedir.
Yanında olan kazanır...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.