Ankara kulislerinde görünür siyasi çekişmeler, polemikler sürse de siyasetçilerin asıl gündeminde "terörsüzTürkiye"ye giden yolu açacak olan komisyon var. Komisyon son günlerde yakın tarihin en tartışmalı, en riskli ve bir o kadar da gerilimli bir kararına imza atarak İmralı'da Öcalan'la görüşme gerçekleştirdi.
Bu Meclis'in ezici çoğunluğunun yer aldığı bir komisyonda atılan tarihi bir adımdı. Aynı zamanda Kürt sorunu hafızası açısından bir dönüm noktası. Geriye dönün bakın, devlet katında rahmetli Özal'ın "Benimannem de Kürt'tü" sözüyle başlayan yüzleşmenin ve Öcalan'a gazetecileri gönderip ateşkes süreci başlatmasının üzerinden neredeyse 40 yıl geçti.
Sonraki yıllarda Demirel'in "Kürt realitesinitanıyoruz" sözü, SHP'nin 1990 tarihli "KürtRaporu", Erbakan'ın ateşkes girişimleri, ardından dönemin başbakanı Bülent Ecevit'i bile şaşırtan Öcalan'ın 99'da yakalanıp Türkiye getirilmesi gibi onlarca hamle yapıldı ama terör bitmedi.
Bu sürecin ardından gelen Başkan Erdoğan döneminde ise Kürt sorunuyla yüzleşme adına çok daha radikal adımlar atıldı. Gerçi bu dönemde güçlü siyasi bir iradeye rağmen başta CHP ve MHP gibi ana aks partilerin karşı duruşları, vesayet sisteminin en güçlü ayağı ordunun çözüme sıcak bakmaması ve başlangıçta hiç hesaba katılmayan Gladyo uzantısı FETÖ'nün sinsi sabotajları, atılan her adımı sekteye uğrattı.
Bugün geldiğimiz noktada bu tabloda çok şey değişti.
Zayıf hükümetler üreten parlamenter sistem yerine güçlü bir başkanlık sistemi geldi. Temel sorunların çözümünü engelleyen FETÖ yapısı devletten temizlendi, teröre ve terörizme karşı da içeride ve dışarıda çok etkili bir mücadele yürütüldü.
Ancak bütün bu başarılara rağmen ABD ve İsrail destekli PKK terörü, Türkiye'nin enerjisini tüketmeye devam etti. Ne yazık ki bu durum PKK ve çevresinin hanesine de artı yazmadı ve bir çıkış umudu yoktu. Hatta o günlerde birçok DEM Partili ya da Kürt siyasetçi şu sorunun cevabını arıyordu: "Acabahükümet yeni bir çözümsüreci başlatır mı?"
Neredeyse umutların tükendiği bir anda, "onurlubir çıkış yolu" sunmak adına devreye ezber bozan çıkışıyla MHP Lideri DevletBahçeli girdi ve bugünkü "terörsüz Türkiye" süreci başladı.
Bu yeni bir dönemdi ve geçmişteki açılımlardan farkı MHP ile Meclis'in devrede olması ve Meclis bünyesinde kurulan komisyona bir iki parti hariç bütün partilerin üye vermesiydi. Bu aynı zamanda başta CHP olmak üzere birçok partinin yıllarca savunduğu tezdi. Bugün bu gerçekleşmiş durumda. Gerçi terörün devam ettiği günlerde büyük laflarla "Kürtsorunu vardır" diyen CHP, tıpkı geçmişteki gibi İmralı'ya gitmeyerek bir kez daha bahane aradı ama işe yaramadı.
Görünen şu ki, bu meselede artık geçmişteki gibi sorunu çözmek isteyen parti veya lider yalnız değil. Gelgitler yaşansa da başta AK Parti, CHP, MHP veDEM Parti gibi 4 büyükparti elini taşın altınakoymuş durumda. MHP ve DEM Parti raporlarını hazırlayıp Meclis Başkanlığı'na sundu bile. AK Parti, CHP, Yeni Yol Grubu ve Yeniden Refah Partisi'nin de raporları hazır ve birkaç gün içinde sunacakları söyleniyor.
Gelelim asıl umut verici olana... Kamuoyunda kopartılan fırtınaların aksine İmralı görüşmesiyle ilgili komisyonda pozitif bir hava var. Hatta bir komisyon üyesinin şu sözleri anlamlı: "İmralı görüşmesinintarihsel önemi tutanaklaraçıklandığında görülecek...Kötü geçseydihemen yayılırdı."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.