HİLÂL KAPLAN

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu kapsamındaki temaslarını takip etmek üzere New York'tayız.
Etkisizliğiyle sürekli tartışma konusu olan BM Genel Kurulu, ciddi sınamalarla karşı karşıya. Gündemde Rusya-Ukrayna Savaşı ve özellikle Batı'yı sarsan enerji krizi var. Çözüm diplomasisinin merkezinde duran Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması da merakla bekleniyor. Özellikle Türkiye-BM öncülüğünde yürütülen tahıl sevkiyatı, terörle mücadele, Ege ve Akdeniz'de Yunanistan kaynaklı yaşanan gerilimler konusunda net mesajlar verileceği düşünülüyor.
NATO ve ardından Şanghay İşbirliği Örgütü zirvelerini takiben BM Genel Kurulu'nun da belirleyici ülkelerinden birisi Türkiye olacak. Türkiye'nin dış politikada kendi ajandasını herkese rağmen işletmesi, dünya barışı için attığı adımlar, Amerika sokaklarında da büyük yankı uyandırmış durumda.
Central Park'taki görüntüler, Batı medyasının Erdoğan ve Türkofobiye yönelik yaptığı yatırımların, Batılı liderlerin Türkiye karşıtı politikalarının istenildiği kadar başarılı olmadığını da ortaya koydu. Maalesef içimizdeki fondaş medyayı da rahatsız eden görüntüler, samimiyetin yanı sıra Erdoğan'ın dünya siyaseti için ne anlam ifade ettiğini de gözler önüne serdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı kareye girmek için çabalayan onlarca kişi, Ukrayna konusundaki teşekkürler, Türkiye'ye yönelik övgüler... Bence mercek altına alınması gereken anların başında Burkina Fasolu bir kişinin, özçekim için yanına geldiği Erdoğan'ı "Dünyanın en iyi başkanı" olarak tanımlaması geliyordu.
Amerika'daki ilgi üzerinden çok derin okumalar yapılabilir. Neden mi?
Afrika halkına sömürge düzenine başkaldırması konusunda en büyük desteği veren Erdoğan.
Kafkasya'daki Ermeni saldırganlığına karşı en büyük caydırıcılığı sergileyen Erdoğan.
Libya'da istikrar için çalışan Erdoğan.
Balkanlar'daki gerilimin azalması için başvurulan ilk isim Erdoğan.
Rusya ve Ukrayna taraflarını aynı masaya oturtabilen tek lider de Erdoğan.
Bu minvalde Erdoğan, sorun üreten sisteme çözüm getiren lider olarak algılanıyor.
Ülkeye umut vermesi beklenen 6'lı masanın birbirini yediği, uzlaşabildiği tek bir konunun olmadığı zamanlarda, Erdoğan barış ve istikrarın tesisi için küresel zeminde bile varlığına ihtiyaç duyulan bir lider olmayı sürdürüyor.