Türkiye'nin, uluslararası ilişkilerin zıt kutuplarında duran ülkelerle aynı anda iyi ilişkiler yürütebilmesi, son zamanlarda tüm dünyanın gündeminde. Nedeni, halihazırda sıcak savaş halindeki Ukrayna ve Rusya ile yürüttüğü başarılı mekik diplomasisi. Öyle ki bir yandan Putin'le görüşüp ardından Zelenski ile bizzat Ukrayna'da temas kurup, tahıl meselesi gibi krizlerde olumlu sonuçlar doğuran arabuluculuklar yapan yegâne lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Öyle ki Fransa lideri Emmanuel Macron, Türkiye'nin bu biricik rolünü kıskandığını gizlemiyor. Geçen hafta Paris'te büyükelçilere hitap eden Macron, "Rusya ile konuşmayı sürdüren tek dünya gücünün Türkiye olmasını kim ister?" diyecek kadar ileri gitti. Türkiye'nin düşmanlar arasındaköprü kurmayı başaran dış politikasısadece Rusya-Ukrayna eksenine hasdeğil. Benzer bir durum aslında yıllardırBosna-Sırbistan ilişkilerindeyaşanıyor. Erdoğan'ın son Balkan ziyaretibunun en güzel örneği. CumhurbaşkanıErdoğan, önce Bosna Hersek, sonra daSırbistan'da büyük bir samimiyetle karşılandı.Bölgeden ajansların servis ettiği görüntüler,görseller bunun en büyük kanıtı... Çok değil bundan sadece 30yıl önce, Avrupa'nın göbeğindesavaşan her iki tarafla da yakınilişkiler yürütenaz sayıda ülkelerden biri Türkiye.Cumhurbaşkanı'nın soykırıma maruzkalan Bosnalıları önce ziyaret etmesi,bağımsız Bosna Hersek'in ilk lideri Aliyaİzzetbegoviç'in mezarında dua etmesi gibidetayların da altını özellikle çizmek gerek.Erdoğan'ın İzzetbegoviç'in mezarında duaettikten sonra İslam Birliği'nin yeni hizmetbinasına giderek müftülere hitap etmeside bir başka diplomatik mesaj. Çünkü,Osmanlı İmparatorluğu'ndan bize miraskalan Müslüman Bosna halkının, Türk dışpolitikasında çok ayrı bir yeri olduğunubilen biliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,Hırvatistan'ın Sisak şehrinde İslam KültürMerkezi'nin açılış törenine katılması da,Balkanlar'daki Osmanlı mirasına sahipçıkma siyasetinin bir diğer parçası.
Geçen hafta, Batı ülkelerinin vize konusunda Türkiye'ye uyguladığı çifte standardı köşemde gündeme getirmiştim. Dökülen onca para, toplanan evraklar ve bürokratik çileye dönüşen vize mevzuunda bir de keyfi ret sopasının devreye girdiğini aktarmıştım. Bir yanda Türkleri vizeyle yıldırmayaçalışan Batı varsa, diğer yanda daTürkiye'nin ata topraklarında kurduğuilişkilerin meyvesi olan, karşılıklıolarak alınan 'kimlikle seyahat' kararlarıvar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ınBalkan ziyaretinin en önemli sonuçlarındanbiri de bu oldu. Artık TürkiyeCumhuriyeti vatandaşları, sadecekimlik kartlarını kullanarak BosnaHersek'e seyahat edebilecek. Benzerbir karar Sırbistan'la da alındı. Yaniiki bölgesel rakip, koşulsuz, şartsız,Türk vatandaşlarına sınırlarını açtı,Türkiye de aynı adımı attı.
Özellikle Batı Avrupa, Ukrayna Savaşı, enerji krizi gibi meseleler nedeniyle gün geçtikçe 'korumacı' politikaları devreye sokarken, Türkiye'nin tüm soğukkanlılığıyla, Avrupa'nın bir parçası olan Balkanlar'da yürüttüğü bu açık kapı politikasının, arabuluculuk rolünü ve Türkiye'nin diplomasideki ağırlığını güçlendireceği su götürmez bir gerçek. Tam da bu nedenle, Macron gibiliderler eski alışkanlıklarıyla masa kurucuolamamanın hezeyanını dışarı vurmakyerine, Türkiye'nin emek ve temasdiplomasisini yakından takip etmeli.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.