Yüz yıl kadar önceydi... Yemenli yoksul biraile çoluk çocuk yürüyerekCidde'ye doğru göç etmeye kararvermişti.
Bitkinlikten ölecek hale gelmişlerdi ki, yolun yarısında bir deve kervanına rastlamaları onları kurtardı.
Ailenin reisi Muhammed bin Avad bin Ladin Cidde'de zengin evlerinin inşaatlarında tuğla ustası olarak çalışmaya başladı ve 1930'ların başlarında yeni ülkesinin iş koşullarına ayak uydurup bir inşaat şirketi sahibi olmayı başardı.
Yıllar sonra dünyanın her köşesinde adı zihinlere kazınacak Usame bin Ladin işte bu adamın 54 çocuğundan biri olarak dünyaya gelmişti.
Aynı tarihlerde İngilizler vedünyanın yeni patronu olmayasıvanan Amerikalılar elbirliğiylebölgede bir devlet inşa etmekteydi. Abdülaziz Bin Suud 1932'de Suudi Arabistan kralı ilan edilmişti.
***
Yazıma neden bu hikâyeyle başladım?
Anlatayım...
Malum, 11 Eylül faciasındahayatını kaybedenlerin ailelerininSuudi Arabistan yönetiminekarşı dava açmasına imkân tanıyanyasa Temsilciler Meclisi'ndengeçti.
Obama yarım ağızla itiraz eder gibi yapıyor ama gidişat ortada.
Bin Ladin'in ülkesinin idari ve dini karakteriyle uyumsuzluğu Amerikan kamuoyunu başından beri ilgilendirmiyor ve bu durum birdenbire "Küreselfırıldaklar"ın işine gelmeye başladı.
Oysa Suudi Arabistan yirminci yüzyılın ikinci yarısı boyunca ABD'nin bölgedeki en sağlam stratejik ortaklarındandı. Şimdilerdeyse Suudi Arabistan'dançok İran ile iyi geçiniyor. Bu birkaç yıl önce kimsenin aklından bile geçmezdi.
Niye? Nasıl?
Birçok nedeni var. Fakat insanın aklına ister istemez Bernard Lewis'in o eski sözü geliyor: "Suudi'lerinpetrolü olmasaydıdünya başka biryer olurdu."
İşe bakın ki, ABD'nin artık Ortadoğu petrollerine ihtiyacı yok.
On yıl öncesiyle bugün arasında petrol üretimi ve rezervleri açısından büyük bir paradigma değişimi yaşandı. Ortadoğu artık askeri ve ticari "geçiş yolu ve güç sahnesi" olarak önem taşıyor.
***
Peki ne olacak?
Ülkenin Amerikan bankalarındaki yüzlerce milyar dolarına el konulursa cevap nasıl gelecek? DAEŞ'in bir "İngiliz anahtarı" olarak gün gelip bu iş için kullanılabileceğini hiç düşündünüz mü?
Ciddi bir Şii nüfusa sahip ve sınır komşusu Yemen'deki iç savaşa müdahil olan bir Vahabi monarşisi baskıya ne kadar direnebilir?
Daha özü şu... Suudiler yüz yıl önce açılanbir parantezdi, şimdi yavaşyavaş kapanacak mı?
Dünya fokur fokur kaynıyor diyorum da, inanmak istemiyorsunuz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.