ENGİN ARDIÇ

Avro olarak dilimize yerleştirilmek istendiği halde hiçbirimizin avro demediği, ısrarla "yüro" dediğimiz paranın yeni basımları çıkacakmış, üçüncü "emisyonu"...
İkinci emisyon küçük değişiklikler içeriyordu. Bu sefer galiba farklı olacak. Fakat bu değişim 2024'ten önce beklenmiyor.
Yeniden tasarlanacak banknotlardan birine Uğur Şahin ile Özlem Türeci'nin resimlerinin konması teklif edilmiş!
Teklif eden Avrupa Parlamentosu üyesi bir Alman, Türk değil.
Peki Şahin ile Türeci, Türk müdürler?
"Türk asıllı" Alman onlar.
Ama bu bizim için bir gurur kaynağıdır tabii.
Gene de, büyük bir ihtimalle, koymayacaklar.
Yirmi yıl önce Claudia Schiffer'i düşünmüşlerdi!
"Avrupalı güzel" olaraktan.
Sonra kızın güzel olmakla birlikte kafasının pek fazla çalışmadığı görüldü, vazgeçildi.
Şahin ile Türeci insanlığa büyük bir hizmette bulundular, Schiffer, onların evinde temizlikçi bile olamaz.
Ama kimimize de sorarsanız emperyalizmin ajanları, bir yandan da keselerini dolduruyorlar...
Peki bu doktorlara niçin Nobel verilmedi?
Hepimiz bekliyorduk, Nobel'i iki Türk daha aldı diye şişinecektik...
Zarar yok, Hollanda hükümetine iki Türk girmiş: Dilan Yeşilgöz ile Günay Uslu... Biri adalet bakanı, öteki kültür bakanı. Onlarla avunuruz.
Bu hanımlar Türk müdürler?
"Türk asıllı" Hollandalı onlar.
Üstelik çakallık ediyoruz, Dilan Hanım'a Kürt dememek için "Türkiyeli" diyoruz. Babası 12 Eylül döneminde kaçmış.
Güler misin ağlar mısın?

***

Bizim paralara "Atatürk'ten başka kimse konamaz" önyargısını kırdık. Arka yüzüne tabii.
İnönü, Atatürk'ü hepten kaldırtmış, kendi nurlu suratını koydurmuştu...
Büyük bir aşama yaptık, ön yüzüne Atatürk'ü iade ettik, arka yüzünde de bir süre köprü, baraj vb. gibi gereksiz tasvirlere takıldıktan sonra nihayet vazgeçtik.
Ama ne koyduk? Bir yandan Fatma Aliye Hanım, Mimar Kemaleddin, Cahit Arf, Aydın Sayılı gibi hemen hiç kimsenin tanımadığı Türk büyükleri...
Böylece halkımız onları tanımış oldu, diyeceksiniz... Sokakta istediğiniz vatandaşı çevirin sorun, bakalım tanımış mı?
Bir yandan da Yunus Emre'nin ve Itri'nin "çakma" resimleri.
Bu büyük insanların elimizde gerçek görüntüleri yoktur.
Olması da mümkün değildir.
O zaman da komik oluyor.
Aslına bakarsanız, Osmanlı padişahlarının çoğunun resimleri de çakmadır.
On dokuzuncu yüzyılın başlarında kartpostal basıp para kazanmak isteyen bir Ermeni matbaacı tarafından uydurulmuşlardır!
Eh, burası da Türkiye'dir.

***

Son yıllarda sağ kesimde Nâzım Hikmet'e büyük bir saygı gözleniyor. Sol kesimde zaten ilah mertebesinde.
Paralarımızdan birine Necip Fazıl'ı, ötekine Nâzım'ı koysak...
İşte size helalleşme!
Lefter'i biz çok iyi biliriz, genç kuşaklar da duydular, öğrendiler.
Lefter bu devletin vatandaşıydı, bu devletin ordusunda askerlik yaptı, bu devlete vergi verdi, milli formayla bu ülkenin futboluna hizmet etti.
Şu paralardan birine Lefter Küçükandonyadis'in resmini koyabildiği gün Türkiye çağ atlamış olacaktır!