ENGİN ARDIÇ

Oynanan futbolun kalitesi açısından "süper" kavramıyla uzaktan yakından bir ilgisi bulunmayan ama ülkemizi saran "görmemişlik" ya da "sonradan görmelik" dalgasının bir ürünü olarak adına "süper lig" denilen kümede sonuç belli gibi...
Federasyon bulaşmazsa Beşiktaş şampiyon.
Federasyon bırakmazsa Fenerbahçe şampiyon.
Galatasaray üçüncülük için uğraşır, böyle giderse dördüncülüğe de razı olur.
Şenol Güneş'in "öğrencileri" de haziran ayında yeni bir hayal kırıklığına yelken açıyorlar...
Bendeniz futbol dünyasının bu "hoca" ve "öğrenci" muhabbetine oldum olası biterim.
"Okumamışlığın" mükemmel bir dışavurumudur.
İlkokul mezunu futbolcular "Keşke okumuşlar gibi bizim de bir hocamız olsaydı" diye yaklaşırlar meseleye.
Laf aramızda bu aşağılık kompleksi futbolun basını için de geçerlidir.
Yok, "dev kadroları" tenzih ederim.
Onlar, adı üstünde, dev. Biz de cüce.

***

O tamam da, süper olduğu iddia edilen ve üç günde bir maç yapılan bu ligin durumu ne olacak?
Seneye yani...
Üç takımın küme düşmesi gerekirdi, düşürülmediler.
Bunun "koronayla" ne ilgisi varsa...
Üç takım da "aşağıdan" geldi, 18 takımlık lig oldu 21 takım.
Ve de sıkıştırmak için, futbolcuların anasını ağlatan "üç günde bir maç" sezonu başladı.
Sakatlıklar gırla... En iyi oynayanlarda bile yorgunluk diz boyu...
Bu sene "düşme" olacak mı?
Diyelim ki oldu. (Öyleyse geçen sene neden olmamıştı? Şimdilerde korona salgını mı yavaşladı? Tam tersine rekor üstüne rekor kırarak sürüyor.)
Yani lig 17 takıma indi.
Eh, üç takım da aşağıdan geldi, lig gene oldu 20 takım.
Yani toplam pek değişmedi.
Ama bu sene Avrupa Kupası var, ondan böyle oldu bu iş...
Seneye de Dünya Kupası var, yeni bir hayal kırıklığı yaşamak için orada da "ispat-ı vücut" edeceğiz.
Gene mi, "hızlandırılmış eğitim" gibi "sıkıştırılmış futbol" sergilenecek?
Bu sene de düşme olmazsa lig çıkar bu sefer 24 takıma.
Eh, gece gündüz oynarlar artık.
"Eski normale" dönebilmek için bu sene 4 değil 6 takımın düşmesi gerekir ki...
O zaman da kıyamet kopar vallahi.

***

Her Türk erkeği doğuştan futbol otoritesidir ama herhalde benim kanımda bir bozukluk var ki bu ikileme aklım ermiyor.
Dev hocalardan rica etsek de bizi aydınlatsalar, kalın kafamıza girse...