Yeni bir "yargı reformu paketi" geliyor...
Çünkü günümüzde savcı başına 1963 dosya düşüyor, ceza mahkemelerinde görülen yeni dava sayısı her yıl 1 milyon 590 bin 253... Davaların görülme süresi de ortalama 281 gün... İki yıldan öncebiten hiçbir davamıhatırlamıyorum,bir tanesi on altı yılsürmüştü.
Boşanma davaları hariç tabii, orada genellikle "tek celsede" iş biter, anlaşmalı ayrılıklarda.
Bir taraf direnirse iş uzar.
Bu yükün hafifletilmesi gerekiyor.
Öncelikle savcıların "re'sen takdiryetkisi" genişletilecek.
Günümüzde savcılar önlerine gelen hemen her şikayet dilekçesiyle "bendenatlasın da hakimde patlasın" der gibi, şak, açıveriyorlar davayı.
Artık savcılar, örneğin ikide bir beni yerli yersiz şikayet eden bazı dıngıllara yapıldığı gibi, "saçmalama kardeşim,başka derdin mi yok, hadi gitişine" diyecekler. (Kılıçdaroğlu denilen adam sudan gerekçelerle parti militanlarını azdırmış, onlar da beni şikâyet etmişlerdi, "takipsizlik"le sonuçlandı.) Örneğin savcı, mahkûmiyetle sonuçlanacağı şüpheli görülen durumlarda, yani kaybedeceğini görürse, dava açmayabilecek...
Amerika'da olduğu gibi "pazarlık" da geliyor.
Örneğin savcı, "yokuşa sürersen ikisene yersin, gel suçu kabul et de bende altı ay isteyeyim" diyebilecek. (Ağırceza davaları hariç.)Oysa Amerika'da, ağır cezada bilesanık "suçsuzum" der ve suçu kanıtlanırsaidam yiyor da, "suçluyum" derse yirmiseneyle sıyırabiliyor...
CHP bu reform paketine "bize dedanışın" diye karşı çıkmıştı, iktidar aldırmadı,şimdi CHP sözünü mecliste söyleyecekve... kimse dinlemeyecek.
Biri şunlara "iktidar ne demek,muhalefet ne demek" anlatsın.
***
Bundan on yıl kadar önce bir reform tasarısı daha vardı... Hatta bunun "deneme duruşması" bile yapılmış, kıyamet de kopmamıştı...
Duruşma salonunda savcıyla avukatın "eşit ve aynı düzeyde" oturmaları...
Hâkimin savcının yanıbaşında değil, ikisinden de yüksekte bulunması... Hatta, savcının, avukatın ve hâkimin duruşma salonuna "ayrı ayrı kapılardan" girmeleri...
(Amerika'da hâkim izin vermezse ya da özellikle çağırmazsa savcı hâkimin yanına belli bir mesafeden fazla yaklaşamaz bile.) Hâkimle savcının adliyeye aynı servis otobüsüyle gidip gelmemeleri, aynı yemekhanede yemek yememeleri... Yani "içlidışlı" görüntüsü vermemeleri...
Suçlamayla savunmanın hâkim nezdinde eşit ağırlıkta sayılmaları yani.
Daha demokratik değil midir?
Tepki gördü, vazgeçildi.
Demek ki bürokratik vesayet o kadar da fazla yokolmamış.
Bunu "devrin adalet bakanına"şahsen sormuştum, konuyu değiştirmişti.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.