Çoktan DEM'lendiği için olsa gerek, ülkemizin terörle mücadele konusundaki adımlarına kekremsi bakan CHP'de, bundan sonra daha fazla savrulmalar yaşanacağını düşünenler çok. Önceleri üstü kapalı pazarlıklara ses çıkarmayan DEM zihniyetinin, şimdi ısrarla şeffaflık talebi, CHP'yi zorlayacak gibi.
HDP'yi ittifakın gizli üyesi yapabilmek için CHP'nin genel seçim öncesi verdiği vaatler, hala sır. O süreçte CHP cenahından yapılan bazı açıklamalar ve PKK uzantılarının yalanlanmayan beyanları; kayyım uygulaması, sınır ötesi harekatlar, AB Yerel Yönetimler Şartının uygulamaya sokulması ve benzeri konularda hakikaten 'cesur' sözler verildiğine işaretti.
TSK'nın yurtdışı görev tezkerelerine HDP'yi memnun etmek için 'hayır' diyen CHP liderinin, bu ihaneti savunurken tezkereye evet diyenleri ihanetle suçlaması, savrulmanın zirvesi oldu. CHP'lilerin bir türlü terörist diyemedikleri PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG'nin laikliği (!) ile ilgili açıklamaları ise tüy dikmekten beterdi.
Önümüzdeki yerel seçimlerle ilgili olarak CHP'nin DEM'in desteğini alabilmesi için de daha önce verilen sözlerin ve hatta daha fazlasının bu defa açık ve şeffaf olarak gündeme gelmesi söz konusu. Ülkemizin varlığı, birliği ve bekası açısından son derece sıkıntı doğuracak konularda verilecek sözleri milletimizin, şeffaflık olsa da olmasa da hakkıyla değerlendireceği, şüphesiz.
CHP açısından en vahim şey, DEM'in destek karşılığı İstanbul, Ankara gibi şehirlerden ilçe belediye başkanlıkları istemesi. Terörle ilişkisini inkar etmeyen DEM'e, CHP'nin İstanbul ve Ankara'da ilçe belediye başkanlıkları ikramının, teröristleri ve arkalarındaki mihrakları memnun edeceği, net.
Kuzey Irak'taki 12 şehit olayında ortak bildiriye imza atmayan ve içinde PKK'nın adı bile geçmeyen bir bildiri yayımlayan Özgür Özel CHP'sinin bu tavrı, DEM'e verilen bir taviz olarak değerlendirildi. Aynı tavrı 9 şehit olayında da sürdürme niyetindeki Özgür Özel'in, bildiri yayımlamaktan son anda vazgeçip, Meclis'in teröre karşı ortak bildirisine destek vermesi, hatadan dönme ihtiyacı olarak yorumlandı.
Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı sonrası CHP'nin devletçi reflekslerinde aşınmalar olduğu, malum. Kılıçdaroğlu'nun son döneminde yurtdışı tezkerelerine hayır demesi, CHP'deki bu aşınmanın ileri aşamalarından birisiydi.
Özgür Özel'le CHP'deki aşınmanın ivme kazandığı açık. Tezkerelere hayır dese de teröre karşı bildirileri imzalayan Kılıçdaroğlu'ndan sonra, Özgür Özel'in DEM'le birlikte bu bildirilerin ilkine imza atmaması, bunun örneklerinden… İş birliği yaptıkları DEM'in terörle bağlantısında bir gerileme yok iken, CHP'nin teröre bakışında dalgalanmalar oluşması, dikkat çekici. Yol yakınken terör bağlantılı bir DEM'le iş birliğinden dönmeleri, en iyisi. Tabii uzaktaki 'dostlarının' buna ne diyecekleri CHP'nin meselesi…