Geçtiğimiz günlerde vefat eden Korkut Özal, 1973'te MSP'de başladığı siyaset hayatına 12 Eylül Darbesi ile ara vermiş, 1995'te ANAP'tan milletvekili seçilerek tekrar dönmüştü. 28 Şubat sonrası kurulan Anasol-D Hükümeti'ne güvenoyu vermiş olsa da gidişatı beğenmediği için 13 Ağustos 1997'de ANAP'tan istifa ederek bağımsız olmuştu.
Rahmetli KorkutÖzal'ın 28Eylül 1997'deyapılanDemokratPartiKongresi'ndebu partiye genel başkanseçilmesi, dönemin şaşırtıcı olaylarından birisi olmuş ve günlerce konuşulmuştu. Rahmetli Korkut Özal konu ile alakalı sorulara, biraz da şaka yollu, "Oradan geçiyordumbaktım DP kongresi var,uğradım ve genel başkanseçildim" şeklinde cevap vermişti.
İtirafçıları ve mahkeme karşısına çıkanları ile FETÖ mensuplarının söylediklerini okudukça rahmetli Özal'ın bu sözünü hatırlamak boşuna değil. Onun espri için söylediklerini, ciddi ciddi söylüyor FETÖ mensupları.
Söylediklerini, sanki bu örgütle hiçalakaları olmadığı ve olmuşsa bilesuç sayılabilecek herhangi bir şeyyapmadıkları şeklinde özetlemekmümkün. Yani sanki geçiyorlarmışta, yol üzerinde FETÖ'ye denkgelmişler ve bir uğrayıvermişler...
Oysa özellikle de itirafçıların anlatacağı çok önemli şeyler olmalı.
Bunlar arasındaki hakim ve savcılar ilk derece mahkemelerdenbaşlayarak, Yargıtay, Danıştay,HSYK ve hatta AYM'de ne gibidolaplar çevrildiğini ve hukukunnasıl ayaklar altına alındığını anlatabilirler aslında. Çünkü hemen her sahada olduğu gibi Yargı sahasında da akla hayale gelmedik operasyonlar yapıldığını, suçsuz insanların ağır hapislere mahkum edildiğini, bazı varlıkların el değiştirdiğini... hepimiz biliyoruz.
Sütten çıkmış ak kaşık...
Temel esas hiç değişmiyor. İtirafçı olmaya soyunanlar suya sabuna dokunmayan, sadece tahliye olmalarını sağlayabileceğine inandıkları türden ifadelerle işi geçiştirmeye çalışıyorlar.
Yakayı ele verip yargılananlar da aynı yolu tercih ediyorlar. Gerekitirafçılar ve gerekse hakimkarşısına çıkanlar, 'kabahatsamur kürk olmuş kimsegiymemiş' sözünü hatırlatır birşekilde davranıyorlar yani.
Tabii yaşananlardan sonra akıllarının başlarına geldiği emareleri göstermeleri de, işin bir başka yönü. Yeni görülmeye başlanan FETÖ Çatı Davası'nınönemli isimlerinden birisi olarakbilinen eski milletvekili İlhanİşbilen, savunmasına "15 Temmuz kalkışmasının, halkımızın sağduyusuyla çok ucuz atlatılmasından mutluyum" sözleriyle başlamış mesela.
Mahkemeye İzmir Kestanepazarı'ndaki berberlik ve üniversite yıllarını, Manisa Vakıflar Müdürlüğü'nü, Zaman ve Samanyolu genel müdürlüğünü, Asya Finans Ortaklığı ve murakıplığını... anlatırken, Fetullah Gülen'e hiç temas etmemiş, İşbilen. Milletvekili olma hikayesini anlatışı ise çok daha enteresan: "Bana Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olma teklifini ilettiler... AK Parti'nin yaptığı işleri takdir ediyordum.
Tayyip Bey'i kırmamak için evet dedim" şeklinde aktarmış konuyu. Tam da 'yoldan geçiyordum, bir baktımmilletvekili olmuşum' der gibi... 'FETÖ Danışma Kuruluüyesi 5 kişiden biri ve örgütteüst düzey yönetici olduğu'iddiasıyla yargılanan İlhan İşbilen'insöyledikleri, aynı durumda olanlarınneler söyleyebileceklerinin işaretleriile dolu. İtirafçı olanların konununesasını kavramamıza yardımcıolacak açıklamalar yapmaktankaçınmaları da, bir başka husus.
Anlattıklarına bakılırsa, hepsi sütten çıkmış ak kaşık sanki... Ama yaptıkları da ortada...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.