Geçtiğimiz günlerde hepimizi derinden sarsan bir olay yaşandı. 14 yaşındaki Murat Duha okulda arkadaşının ayağına yanlışlıkla bastığı için, yumrukla saldırıya uğradı. Şiddetli yumrukların etkisiyle başını sıraya çarpan Murat Duha yere düştü ama o saldırı acımasızca devam etti…
Bu sefer Murat'ı yerde tekmelediler. Kalbi durdu!
Müdahalenin ardından tekrar hayata döndü ama beyin kanaması geçirdi.
Oksijensiz kaldığı için beyninde hasar oluştu. Murat Duha, entübe edildi ve yoğun bakımda kritik bir süreçte…
Bu yaşanan olay bize bir kez daha gösterdi ki, akran zorbalığı sadece basit bir kavga değil, çocukların hayatını altüst edebilecek bir toplumsal yara.
Daha çocukken bu kadar acımasızca, karşısındakine bir an düşünmeden saldıran çocuk, insan hayatının ne kadar değerli olduğunu anlamıyor, cana kast ettiğinin farkına varmıyorsa ya da farkında olduğu halde dahi durmuyorsa, ilerleyen süreçte bir suç makinesine dönüşebilir.
Zorbalık "Çocuk Oyuncağı" Değil
Akran zorbalığı yapan her çocuğun suç işlediğini anlaması gerekiyor.
Suçun ne olduğunun çocuğa anlatılması gerekiyor.
Sonuçlarının anlatılması gerekiyor.
UNICEF'in verilerine göre dünyada, sanayileşmiş 39 ülkede her 10 öğrenciden 3'ü akran zorbalığına maruz kalıyor.
Hepimiz o yaşlardan geçtik, o sıralarda oturduk, o günleri yaşadık.
Çocuklar çok acımasız olabiliyor.
Burada önemli olan yaşanan olumsuzluklara anında kesin bir şekilde müdahale edilmesi.
Zorbalık ve şiddete başvuran çocuk cesaretlendirilmemeli.
Eğitimciler, Veliler, Çocuklar
Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda çalışmalar yürütüyor. Ancak tek başına eğitimcilerin çabası yetmez.
- Veliler zorunlu şiddet önleme eğitimleri almalı.
- Çocuklar empati ve şiddetsiz iletişim konusunda bilinçlendirilmeli.
- Eğitmenler şikayetleri ciddiyetle ele almalı, ailelerle iş birliği yapmalı.
- Şiddet uygulayan çocukların aileleri de yaptırımla karşılaşmalı. Çünkü sorumluluk yalnızca okulda değil, evde başlar.
Ahmet Münguzzi, Hakan Çakır, Fatih Acacı…
Henüz çocuk yaşta aramızdan koparılan bu isimler hâlâ içimizde kanayan yaradır. Fail profillerine baktığımızda birçoğunun yine 18 yaşından küçük olduğunu görüyoruz.
Toplumdaki her kesimi yakından ilgilendiren bu sorunu ancak el ele vererek çözebiliriz.
Bunun için önce bir çocuk akran zorbalığına uğruyorsa nasıl davranıyor onu anlamak lazım.
Çocuğunuz Sinyal Veriyor Olabilir
UNICEF bu konuda dikkat edilmesi gereken işaretleri listelemiş;
- Sebebi bilinmeyen çürükler, çizikler, kırıklar ve iyileşmeyen yaralar gibi fiziksel izler
- Okula gitmekten veya okul etkinliklerine katılmaktan korkma
- Endişeli, gergin veya aşırı tedbirli olma
- Okulda veya okul dışında az sayıda arkadaşa sahip olma
- Arkadaşlık ilişkilerinin aniden sona ermesi veya sosyal ortamlardan kaçınma
- Kıyafet, elektronik eşya veya diğer kişisel eşyaların kaybolması veya zarar görmesi
- Çocuğun sık sık para istemesi
- Akademik performansın zayıf olması
- Devamsızlık veya okuldan arayıp eve gitmek isteme
- Yetişkinlerin yanında kalmak isteme
- Rahat uyku uyuyamama ve kabus görme
- Baş ağrısı, mide ağrısı veya diğer fiziksel rahatsızlıklardan şikayet etme
- İnternette veya telefonda vakit geçirdikten sonra (makul bir açıklama olmaksızın) sürekli gergin olma
- Özellikle internetteki faaliyetleri söz konusu olduğunda alışılmadık derecede ketum davranma
- Agresif olma veya öfke patlamaları yaşama
Çocuğunuzda bu davranışları görüyorsanız, onunla açık ve güvenli bir iletişim kurun. Unutmayın, hepimiz aynı sıralardan geçtik ama ailemize her şeyi anlatmadık. Çocuğunuzun da bazı şeyleri saklaması çok olası.
Toplumdaki her kesimi yakından ilgilendiren bu sorunu ancak el ele vererek çözebiliriz. Çünkü çocuklar yalnızca bizim evlatlarımız değil; aynı zamanda Türkiye'nin geleceği.