Elbette FETÖ'den konuşacağız.
Bilenler, yaşayanlar, tanıyanlar anlatacak.
Bana kalırsa henüz yeterince anlatılmadı bile...
Hem örgütün elebaşısı, hem de yapısı hakkında bilinenler iyice ortaya dökülmeli ki, sonrası için ibret ve tedbir imkânımız olsun.
Ama şunu iyi bilmeliyiz... Klişeler öldürücüdür! Kolaycılık bir çuvalinciri berbat eder.
Basit meraklarımızı gıdıklayan kimi şeyler vardır ki, bilgilenmemizin yollarını tıkar.
Üstelik bazen açığa vurulankimi şeyler esas karanlığı örter.
Anlayacağınız...
Bir grup "feda robotu"nun darbe girişimini, örgütün acımasızlığını ve arka planını tv'lerde saatlerce köpürtülen "zaten hepimizi falakaya yatırırdı,çok gaddardı" hatıralarıyla kavrayamayız.
Tersine iş gerçeklikten çıkar, masala döner.
***
Klişeler öldürücüdür dedim ya...
Bilirsiniz aslında...
Mesela mahalleden biri korkunç bir cinayet işler.
Mahalleli gelen gazetecilere ve polise "aslında halim selim biriydi" der; annesine sorulur; "evladım başıönünde, sessiz bir çocuktu, anlayamıyorum" diyerek dövünür.
Sonra böyle böyle konu kapanır.
Adamın aslında cani ruhlu olduğu için etrafıyla sıcak ilişkiler kurmadığını; kafasında sürekli kötülük kurgulamanın onu "sessiz" kıldığını fark edemez ve benzer cinayetleri önleme imkânımızı da kaybederiz.
FETÖ konusunda bu tuzağa asla düşmemeliyiz!
Kaldı ki, şimdi binlerce insan buyapıyla ilişkisi nedeniyle kurumlardantasfiye ediliyor.
Onları da mağduriyet bilincine saplanmak yerine nasıl bir batağa battıklarını anlamaya yöneltmek zorundayız. Hatalarıyla yüzleşmezlerse, yeni sosyal sorunlar ortaya çıkacaktır.
***
Geçen bir tv programında toplanmış beş altı kişi "nihayetinde Gülenbir şizofrendir" tezinde birleştiler. Üstüne heh heh diye gülüşüldü bile.
Olmaz! Olamaz!
Bu yaklaşıma şiddetle karşı çıkıyorum. Birincisi, şizofreni tanısı koyulmuş insanlara ayıp, günah! İkincisi, böyle diyen kafalarla hiçbir şey aydınlatılmaz, ancak olup bitenlerin üstü kapanır.
Elbette "kült"lerin (uyduruk inanç gruplarının) liderlerinin birtakım ruhsal sapmaları, tuhaflıkları olur.
Fakat arkadaşlar gizemli bir tv dizisinden falan söz etmiyoruz ki... Kırk yıllık bir örgütlenmedensöz ediyoruz. Nüfuz ticaretinden,muazzam bir servet birikiminden,soru çalma ve hırsızlık gibi işlerden,paralel devlet yapılanmasından veen nihayetinde 15 Temmuz'a yolaçan bir terör dalgasından sözediyoruz.
Aman ha!
İşin bu tarafını sakın gözden kaçırmayın! Kısa bir ara...
Çok bunaldım sanırım. Yıllık iznimin kısacık bir bölümünü kullanmak üzere sizden de izin istiyorum.
Cuma günü yine burada, bu köşede olacağım inşallah!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.