Hay için çıksın

Bir "Uçan Türk" vardı...
Yok yahu, Hezarfen Ahmet Çelebi değil, Vecihi Hürkuş hiç değil.
Bu, uçan Türk Sabri Bey.
Sakin sakin otururken birdenbire "Allaaaah" diye bağırarak havaya zıplıyor, sonra kendini yerden yere atıyordu...
Televizyon programlarına çıkarıldı, orada da hopladı zıpladı. Programı yöneten kız "Alalım bu arkadaşı" demek zorunda kaldı.
Sabri Bey bu yeteneğini "kuantumla falan" açıklıyordu.
Kuantumun insanı nasıl uçuracağını en iyi Muharrem İnce bilse gerektir. Fizik hocası olduğuna ve "İktidara geleceğim" şeklinde uçtuğuna göre...

***

Memlekette manyak çoktur ama bu kuantum lafının da, yerli yersiz kullanıla kullanıla, iyice suyu çıkarılmıştır.
Kuantum adıyla tıraş bıçağı satılıyordu yahu...
Mach 3... Mega bilmemne... Kuantum...
Halkın akıl almaz cahilliğine güveniyorlar.
Çakalın biri de gene pek kimsenin anlamadığı "bilinçaltı" kavramını paraya tahvil etmiş.
Bu bir hanım. İsmi Ayşe ya da Fatma olabilir, bizim için önemli değil.
Tesettürlü bir hanım. Bir tek gözleri görünüyor.
(Gözleri de pek güzel maşallah.) Eh, hep kendini başkomiser ya da savcı olarak tanıtan dolandırıcılar mı göreceğiz, bu da psikiyatrik dolandırıcı.
"Bilinçaltı temizliği" yapıyormuş.
İslam'da yasak olan üfürükçülüğün "bir tık" üstü...
Bilimsel ayaklarda nitelikli dolandırıcılık.
"Lüks restoranlarda" seminerler veriyormuş, bir oturum adam başı 57 bin lira.
Bunun "akademisi" de varmış.
"Kuantum eğitimi" adam başı 8 bin 250 lira. (Muharrem İnce ayda kaç lira alıyordu?) "Miraç hakikati ile adam başı 7 bin 250 liraya bilinçaltı temizliyor!..." "Çakraların biyoenerjisiyle esmalar ile Fatiha Suresi açılımı..." Hanım Uzakdoğu felsefesiyle İslam'ı harman etmiş, Batı bilimini de üstüne dökmüş.
Parayı bastırıp kazığı yiyen tavuklar da hayran hayran dinliyorlar.
Çakra açtırmaya Hindistan'a giderlerdi, artık zahmete gerek kalmamış.
Hanım "gerçek hayatta" tesettürlü değilmiş.
Peçeyi "mahremiyetini" korumak için derslerde takıyormuş. Ama bütün öğrenciler kadın.
Lüks yaşamayı da severmiş.
Altında fiyakalı bir Mercedes.
Bundan çok da keyif aldığını söylüyor.
Zavallı Doktor Freud üniversitedeki dersinden çıkınca Cafe Landtmann'a kadar yürüyor, orada bir Guglhupf Torte yiyip tıpış tıpış evine gidiyordu. Bütün lüksü buydu.
Hanımın eğitimi falan yok. Psikolojiyle, psikiyatriyle ilgisi yok.
Demek ki bilinçaltı "pislikle" dolu olanlar temizletiyorlar işte...
Fazla da kurcalamasınlar, herkesin bilinçaltında birtakım pislikler yatar. Bu hanımda kimbilir neler vardır.

***

Benim yeğenim Amerika'da psikoloji okudu geldi, bir üniversitede ayda 5 bin liraya talim ediyor.
Şu hanımı eline verseler de bir incelese.