ENGİN ARDIÇ

Türk faşistleri uzun süredir Tayyip Erdoğan'ı "gaza getirmeye" çalışıyorlar.
Amaçları onu "yanlış yapmaya yöneltmek" ve ayağının tökezlemesini sağlamak.
Hani İsmet Paşa'nın ellili yıların sonlarında Adnan Menderes'e yaptığı gibi...
"Helikopterle kaçacak" ya da "Malezya'ya gidecek" falan gibi dangalakça iddialar değil, bu çok daha sinsi bir oyun.
Örneğin anayasa konusunda denediler: Kurucu meclis istediler.
Amaç, Erdoğan'a TBMM'nin dışında ve üstünde bir meclis toplatıp onu yürürlükteki anayasanın dışına düşürmek, yani anayasayı çiğnetip sonra da Yüce Divan'a postalamaktı.
Hepsinden daha akıllı olan Erdoğan bu tuzağa düşecek adam değildi.
Gene uzun bir süredir kaşıdıkları, Yunan meselesidir.
Ortada böyle bir mesele yoktur ama yaratmaya çalışıyorlar.
Yunanistan'dan birtakım adalar istiyorlar! (Şimdilik Dedeağaç ve Gümülcine'ye bulaşmadılar.) Melanette anlaştılar da sayıda anlaşamadılar: On altı tane isteyen de var, suyunu çıkarıp iki yüz on altı tane isteyen de.
Bunların içinde kimsenin tükürmeyeceği dandik kayalıklar da var, basbayağı iri kara parçaları da.
Bir ara "Keçi Adası" diye tutturmuşlardı, araştırdım, Patmos çıktı!
Ne hacet, Mikonos'u da alın ki arkadan çekmeli yiğitlerin ne vize derdi kalsın ne döviz.
Kılıçdaroğlu da bunlara bakıp bakıp "ben de isterim ben de" diye dırlanıyor.
Yunanistan'dan durduk yerde ada isteyen muhterem buna karşılık "Afrin'e girmeyin" demekten de utanmıyor.
(Muharrem İnce de ondan aşağı kalmamak için şimdi "Kandil'e gitmeyin" edebiyatına başladı.) Şimdi Yunanistan'la gene maraza çıkarmaya çalışıyorlar.
Yunan Hükümeti kaçak Fetöcüler'i geri vermiyor...
Amerikan Hükümeti Fetullah'ın kendisini vermiyor yahu!
Almanya bize teslim ediyor mu Fetö uşaklarını? Kendi gizli ajanlarını yabancıya teslim eden devlet nerede görülmüş? *** İlişkilerde bir soğukluk başladı. "Birey" ilişkilerinde değil tabii, diplomasi düzeyinde.
Bireylerin umurunda değil olan bitenler.
Devletler katında karşılıklı birtakım "tatsız cilveleşmeler" elbette olacaktır.
Karşılıklı tatbikat düzenlemeler, uçak dalaşmaları, falan...
Önemli olan bunu "tadında bırakmaktır"...
Türkiye'nin yapacağı en korkunç yanlış, güneydoğuda savaşırken bir de batıda Yunanistan'la kapışmak olur (Almanya bu yanlışı, yani iki cephede savaşmayı iki kere yaptı, ikisinde de iki seksen yere serildi.) Bu kapışma sıcak savaşa dönüşmese, soğuk savaş düzeyinde kalsa bile.
Üstelik buna, yaz gelince kendini Yunan adalarına atıp "dolmadaki, caciki, keftedaki" muhabbeti yapan "beyaz entellerimiz" çok da üzülürler.
Cihangir'i Mikonos'tan mahrum etmeyiniz!

PES Kİ PES
"Seçim sistemi değişmeli, önseçim olması lazım. Lider sultası var."
Kemal Kılıçdaroğlu