Gazze'de iki yıldı süren vahşetin durdurulmasına yönelik çabalar sürüyor. Muhalif takılanlar farkında değilmiş gibi yapsalar da son gelişmelerde Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye'nin katkıları, büyük.
Sumud, ardından yine İsrail engeliyle karşılaşan Özgürlük Filosu ve yakında yola çıkacak başka ekipler, İsrail karşıtlığının küresel çapta yayıldığının müjdecisi. Filistin'i tanıyan ülkelerin artması, dünya çapında yayılan tepkilerin, çeşitli sebeplerle sessiz kalmayı tercih eden yönetimleri de zorladığını gösteriyor.
Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na yönelik muhalif tavırlarını, adeta devlet düşmanlığına çevirenlerin başını çeken CHP cenahı, gelişmeleri farklı okuma eğiliminde. Bunu da her zamanki gibi inkar ve itibarsızlaştırma üzerinden yürütmeye çabalıyorlar.
Ülkemizi yakından ilgilendiren bir sürü gelişme art arda yaşanırken, ana muhalefet partisi genel başkanının kendi daracık dünyasında debelenip durması, akla ziyan bir durum.
Bulunduğu makama sayesinde gelebildiği kişiyi memnun etmek hedefine kilitlendiği anlaşılan Özel'in, ortaokul seviyesindeki çocukları bile ikna edemeyecek sözlerini alkışlamaya hazır olanlar sayesinde, memnun pozlarında. İçeriden itiraza yeltenebilecekleri 'ihraç' sopası ile terbiye ettiği, malum.
Cumhurbaşkanımızın BM temasları ve Trump'la yaptığı görüşmelerin Gazze konusunda ciddi hareketlenmeler sağladığı, açık. Trump'ın 20 maddelik planına, HAMAS'ın verdiği diplomatik başarı örneği cevap ve sonrasında başlayan süreç, iki yıldır süren vahşetin bitebileceği ümidini artırmış durumda.
Özgür Özel'in, iç politikadaki şiddetli muhalefetine rağmen dış politika konusunda devletçi refleksleri ile bilinen CHP'yi dönüştüren selefi Kılıçdaroğlu'nun yolunu takip ettiği, çok açık.
Güya muhalefet ediyormuş gibi davranarak, uluslararası meselelerde Türkiye'den çok ülkemiz ve bölge üzerine hesabı olan mihrakların dilini kullandığı da sır değil.
Dünyanın en büyük havayolu şirketlerinden birisi olan THY'nin 2023'ten beri sürdürdüğü Boeing alımı konusunu yalanlarla kirletmeye gayret eden Özel'in, 2 saat 20 dakikalık Trump görüşmesini 5 dakika olarak pazarlama ısrarı, acındırıcı.
Üzerindeki büyük baskı sebebiyle İmamoğlu ile ilgili birtakım hususları -ve o da acemice- her konuda araya sıkıştırma gayreti, Özgür Özel'in ciddi handikaplarından. İddialara verilecek cevabı olmadığı için, hukuki sürece 'siyasi' demenin netice vermeyeceğini o da biliyor oysa…
Kıskandığı başarılara yönelik tavrı, 'kedi uzanamadığı ciğere murdar der' sözünü hatırlatan Özgür Özel'in genel durumunu da 'benim oğlum binâ okur döner döner yine okur' atasözüyle izah, mümkün. Kayyım konusundaki son sözleri, bunun ispatı.
Ancak, 'benim oğlum binâ okur…' atasözü çalışmayı da ifade ettiği için, adı geçen açısından bu atasözünün bile lüks kaçacağı bir vakıa.