Türkiye'nin çeşitli ülkelere ve bu arada özellikle de ABD ve İngiltere'ye sağlık malzemesi yardımında bulunması, bizim göğsümüzü kabartırken, birilerininkini de fena halde daraltıyor.
Göğsü daralanlardan birisi olan Muharrem İnce, ABD'ye yapılan yardım için, 'Benim Sabancı'ya yardım etmem gibi…' demiş. Bunun yerine, 'Sabancı'nın benim yardımıma muhtaç olması gibi…' diyebilirdi oysa… Ama 'şizofrenlerin' tepkisini çekeceğinden korkmuş olmalı…
'Komşu komşunun külüne muhtaçtır' sözünü bilmedikleri anlaşılanlar, ülkemizin yardım faaliyetlerini itibarsızlaştırmak için uğraşsalar da, gelen teşekkür mesajları yapılanların yerinde olduğunu gösteriyor.
ABD ve benzeri ülkelerin vatandaşlarına yüklü çekler yazdıkları ve benzeri hikayeleri ballandırarak anlatanların, Türkiye'de parasız olan sağlık hizmetlerinin bu ülkelerde astronomik bedellerle verildiğini hatırlamalarında fayda var.
Korona ile mücadele günlerinde gelişmiş ülkelerden yansıyan içler acısı görüntülere rağmen, onlar adına hava atmaya çalışan içimizdeki beyinsizler ne kadar zavallı gözüktüklerinin bile farkında değiller.
Bol olduğu söylenen paranın herhangi bir işe yaramadığını vefat sayıları gösteriyor. Dahası, çok varlıklı olan o ülkelerin birçoğu ülkemizden gönderilecek yardım malzemelerine muhtaç durumda…
İçlerinden 'ey ABD, ey İngiltere siz bu hale düşecek ülkeler miydiniz' dedikleri kesin olanlar, devlerin bile zayıf noktaları olabileceğini ve zaman zaman onların da 'dikine duramayabilecekleri' gerçeğini unutmuş gözüküyorlar.
ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok gelişmiş ülkenin koruyucu sağlık malzemelerine muhtaç hale gelmeleri şaşırtıcı gibi gelse de, durum ciddi.
Bu ülkelerin sistemlerinin iyice hantallaştığından, gerek duyulduğunda bazı hayati operasyonları yapabilme imkanı bulunamadığı, yapılabilecek ilk değerlendirmelerden.
ÖLDÜRMEK İÇİN ÜRETİYORLAR AMA…
Ancak, mesela ABD ve İngiltere'nin dışarıdan bakıldığında devasa gibi gözüken yapıları, sıradan gözükseler de ihtiyaç anında hayati önem taşıyan N-95 maske, cerrahi maske, koruyucu tulum ve benzeri ekipmanların üretimi için uygun değil, anlaşıldığı kadarıyla.
Eğer uygun olsaydı, zaten geç başlanan korona ile mücadele sürecinde mesela İngiltere'de 'hemşirelerin yarısının, kişisel koruma malzemesi olmaksızın korona hastalarına müdahale etmelerinin beklendiğini' okumazdık.
Bu, daha çok insanları öldüren silah ve malzeme ürettiklerinden, yaşatabilecek olanlara sıra gelmemesi sebebiyledir belki de…
Vatandaşlarının sağlığı için kılı kırk yardıkları düşünülen ülkeler, ihtiyaç halinde hayati önem kazanan malzemeleri üretemiyorlarsa, aslında hiç de zannedildiği kadar gelişmiş olmadıklarının altını çizmek gerek…
Gelişmiş ülkelerdeki benzeri tablolar ve teknoloji alanında birbirleriyle yarışan ülkelerin yoğun bakım yatakları konusunda içler acısı bir hale düşmeleri, korona sonrasının en önemli tartışma konusu olmaya aday.
Salgın tehlikesi geçtiğinde gelişmiş ülkelerde, sadece dar gelirlilerin değil orta ve hatta yüksek gelirlilerin bile sistemi sorgulayıp korona ile mücadelede neden başarısız olunduğunu kurcalayacakları, çok açık.
Salgın riski ortaya çıkar çıkmaz harekete geçen ve mücadele için gerekebilecek her türlü malzemenin üretimi için düğmeye basan ve gerçekleştiren Türkiye, içimizdeki uzantılarının canını sıksa da, gelişmiş ülkelerin bile şükran duyduğu bir konumda...
Bu durum, yerli ve milli olanları sevindirirken içimizdeki beyinsizleri üzüyormuş, ne gam… İyi ki varsın Türkiye!..