Yabancı servislerin aparatı PKK-YPG-SDG'nin tasfiyesi yolunda kum saati çalışıyor.
Türkiye'nin Suriye'nin terörle mücadelesine destek, savunma ve güvenlik kapasitesini artırma yönündeki kararlı duruşu yeni gelişmeleri sağladı.
Suriye'nin geleceğini ilgilendiren güvenlik ve savunma alanında 13 Ağustos'ta Ankara'da çok önemli bir anlaşma yapıldı. Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra, Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve Genel İstihbarat Başkanı Hüseyin El Seleme Ankara'ya geldi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile çok önemli kararlar alındı.
Mutabakata göre Fırat'ın doğusunda terör örgütü SDG'ye (YPG/PYD) karşı ortak adımlar atılması ve tasfiyesi için önemli bir eşiğe geçiliyor.
ORTAK EĞİTİM VE DANIŞMANLIK MUTABAKATI
Suriye Ordusu'nun kabiliyetlerini geliştirmeyi, kurumlarını ve yapısını modernize etmeyi ve güvenlik sektörü reform sürecini desteklemeyi amaçlıyor.
Anlaşma, Suriye ordusunun uluslararası standartlarda eğitilmesini ve operasyonel hazırlığının güçlendirilmesini hedefliyor.
PKK-YPG-SDG'NİN SON AYLARI...
Suriye'deki son duruma ilişkin Milli Savunma Bakanlığı kaynakları şu ifadeleri kullandı: 10 Mart 2025 tarihinde Suriye hükümeti ile terör örgütü SDG arasında imzalanan mutabakattan bu yana, terör örgütü SDG anlaşma şartlarının hiçbirisini yerine getirmemiş, Suriye'nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü bozacak girişimlere devam etmiştir. Suriye hükümetinin 'tek devlet, tek ordu' çağrıları, bölgede uzun yıllardır beklenen huzur ve istikrar ortamı için elzemdir. Biz en başından itibaren Suriye'nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü savunuyoruz ve bunu savunmaya devam edeceğiz.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, "(Süveyda'daki olaylar) Bu karanlık tablonun en büyük aktörlerinden biri, İsrail olmuş durumda.
Yeni Suriye bütün halkların, inanışların, kültürlerin muhafaza edildiği, bir arada yaşayabildiği bütünlük içerisinde bir Suriye olmalı. Bu noktada artık tolere etmekte zorlandığımız gelişmeleri görmeye başlıyoruz. Halihazırda Türkiye'den Irak'tan, İran'dan Avrupa'dan gelen örgüt üyelerinin Suriye'yi terk etmediğini görüyoruz.
Bütün süreçleri gerek Şam'daki süreçleri gerek Ankara'daki süreçleri örgütün ömrünü uzatmak ve ortaya çıkacak muhtemel bir krizde faydayı maksimize etmek için bir bekleyiş içerisinde olduğunu görüyoruz. Bunu görmediğimizi asla zannetmesinler" diyerek bedelini ödeyeceklerini ilan etti.
Özellikle Mazlum Abdi'nin aldığı emirleri uygulayıp, sürecin önüne set sekmeye çalışmasını görüyoruz. O nedenle o da aklını başına alacak ya da gereken yapılacak. Çünkü bu sürecin başarıyla sonuçlanması için engeller bir bir yok edilecek.
SONUÇ: Dünya yeni bir düzene geçerken, Türkiye de önemli adımlar atılıyor. Terörsüz Türkiye'nin karşısında kim olursa bedelini ödeyecek. İsrail'in kullandığı aparat haline gelmek istiyorlarsa, bedelini çok ama çok ağır ödeyecekler. Bizim için fark etmeçz.
Çünkü Terörsüz Türkiye artık vazgeçilmez bir gelecek. Çünkü bölgeye huzur için Ankara tarihi bir adım attı. Bu adım da karşılık buldu.
Bunu bozmaya yeltenecek her kim olursa, tarihten silinecek.