Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'den Başkan Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısına destek
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısına Devlet Bahçeli ve Mustafa Destici'nin destekleri devam ediyor. Terörle mücadele ve yeni anayasa açıklamasında bulunan Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "Ülkemiz için, milletimiz için, demokrasimiz için destek olunmalı" dedi.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "Türkiye'yi demokratik, hukuk devleti bir anayasaya birlikte kavuşturalım. Siz de demokrasi diyorsunuz, hukuk diyorsunuz. Ortak noktada buluşalım ve milletimiz için bu mücadeleyi verelim" dedi.
BBP Genel Başkanı Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında dün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ve bazı HDP milletvekillerine gönderilen fezlekeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin demokrasi ve hukuk temelli bir takım adımlar atmasını, yasa görüşmeleri yapmasını, yeni bir anayasaya kavuşmasını Büyük Birlik Partisi olarak her zaman savunduklarını söyleyen Destici, "Dün İnsan Hakları Eylem Planı açıklandı. Eylem planının içeriğine baktığımızda hepimizi umutlandıran bir plan olduğunu gördük. Ama bunun sadece açıklanması, söylenmesi, ilan edilmesi yetmiyor. Önemli olan bunun hayata geçirilmesi. Bunun hayata geçirilmesi için de herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekir" diye konuştu.
"ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN DESTEK OLUNMALI"
Eylem planından bazı başlıklar üzerinde duran Destici, "19-20 yıldır iktidarlar bugüne kadar yapmamış, şimdi mi yapacak deniliyor. Muhalefet elbette böyle şeyler söyleyebilir. Bunları çok görmüyorum. Bizim de dönem dönem yaptığımız eleştiriler var. Ve yine bir yanlış ya da eksik gördüğümüzde yine eleştirimizi yaparız ama doğru bir adım atılıyorsa siz niye bunu dün yapmadınız diye karşı çıkılmaz. Aynı terörle mücadelede olduğu gibi. Doğru bir adım atılıyorsa, bu adımda samimi bir adımsa o zaman ülkemiz için, milletimiz için, demokrasimiz için, hukuk sistemimiz için hepimizin buna destek olması lazım. Dün dünde kaldı cancağızım diyorum ben buna. Biz önümüze bakalım, biz yarınlarımıza bakalım ve en azından toplumumuza şu şansı verelim. Biz bu çağrıya olumlu yanıt verelim ki bakalım gerçekten bu çağrıyı yapanların ne kadar bu işin arkasında olduğunu da görmüş oluruz" ifadelerini kullandı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısının ardından siyasi partileri ziyaret ettiklerini ifade eden Destici, ziyaretleri sırasında muhataplarına Başkan Erdoğa'nın çağrısını samimi bulduklarını ve bunun bir fırsat olduğunu belirttiklerini söyledi.
"TBMM'DE TERÖRİSTLER VAR"
TBMM'ye HDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması için gönderilen fezlekeler hakkında da Destici, "TBMM, milletin kalbi ve millet iradesinin can bulduğu miğferdir. Milletin meclisi milletimi korurken milletin meclisini de korumak biçimi ne olursa olsun milletin meclisine, milletin aleyhine faaliyetler yürütenlerin sızmasına elbette engel olmak zorundadır. Ama maalesef şu gözüküyor ki mevcut seçim sistemi ve siyasi parti yasamız maalesef buna engel olamamış ve yine maalesef TBMM'de teröristler var. Açıkça terörist diyorum, çünkü adam terörden ceza yemiş" şeklinde konuştu.
Bazılarının bu duruma özgürlükler ve demokrasi adı altında kılıf uydurmaya çalıştığını vurgulayan Destici, terörün devletle, siyasetle münasebetinin dünyanın hiçbir yerinde hiçbir demokrasisinde, hiçbir zaman diliminde kabul edilmediğini söyleyerek, söz konusu parti hakkında fezlekeler ile başlayan inceleme aşamasının kapatılma ile son bulması gerektiğini belirtti.
DEVLET BAHÇELİ DE DESTEK VERDİ
Buradan hareketle mevcut ve meri Anayasa'nın olağan dışı şartların mahsulü olduğu, zaman içinde pek çok maddesinde değişiklik yapılmasına rağmen statükocu vasfında herhangi bir zayıflamanın da görülmediğinin çarpıcı şekilde ortada olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu açıktır. MHP'nin amacı, görüşü ve düşüncesi de bu yöndedir. Bilindiği üzere, 27 Nisan 2017 tarihinde yapılan halk oylamasıyla Türkiye Cumhuriyeti yönetim sistemi bakımından üçüncü evreye geçmiştir. Nitekim milli irade, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni kabul ve tasdik etmiştir. Yeni yönetim sistemi geçmişten tebarüz edilen tarihi emanetlerle geleceğe yüklenen kutlu hedefleri buluşturan milli nitelikli, demokratik ve kapsayıcı niyetli bir anlayış ve kavrayış üzerine inşa edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 9 Temmuz 2018 tarihi itibariyle resmen uygulanmaya başlamış, yönetim hayatımız bu haliyle güçlenmiş, kuvvetler ayrımı arasındaki çizgiler netleşmiştir. Elbette yeni sisteme müzahir ve müstahak bir anayasanın yazılması mecburiyet olmasının yanı sıra demokratik bir mükellefiyettir. Anayasası eski sisteme göre hazırlanmış, yönetim sistemi yeni esaslara göre reforma bağlanmış bir ülkenin siyasi ve hukuki çelişkilerden kurtulmasının başkaca bir seçeneği yoktur. Parlamenter sistemin tozu ve tortularıyla Türkiye'nin ufkunun perdelenmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni en azından zaafa uğratma riski taşımaktadır."
'ANAYASA, ERTELENEMEZ İHTİYAÇTIR'
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kökleşmesi, serpilmesi, taban tutması, devlet ve millet hayatına nüfuz eden kilitlerin açılmasının bu sayede mümkün olacağını belirten Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:
"Toplumun her kesimini kucaklayan, meşru her düşünceyi sahiplenen, kurucu değerlere yaslanan, kuruluş felsefesini benimseyen, kaldı ki yeni yönetim sisteminin temel yapı taşlarını, vazgeçilmez ilke ve esaslarını daha da geliştirmeyi önceliğine alan bir anayasa ertelenemez ihtiyaçtır. Zamanın ruhuyla çelişen ve üstelik ters düşen hukuk kuralları; sosyolojik, ekonomik, kültürel ve siyasal kazanımları sekteye uğratacak, sorunların daha da ağırlaşmasına yol açacaktır. Bu itibarla hukuk piramidinin en üstünde yer alan anayasalar engelleyici veya geciktirici değil; dinamik, dengeli, tarihsel müktesebatla çerçeveli, milli özlemleri doğru okuyan, devlet-millet arasındaki ilişkileri herkesin kendisini içinde göreceği bir toplum sözleşmesiyle yoğuran müstesna bir yaklaşımla temellenmelidir. Bizim amaç ve arzumuz da budur. Hedeflenen yeni anayasanın kalite ve kapsayıcılığı ne kadar fazla olursa olsun; siyaset eğer ahlaki rekabetten uzaklaşır, bölünme ve kavga üzerine bina edilirse, bunun acıklı faturası direkt millete çıkacaktır. Türkiye'nin kutuplaşma virüsünden arınması, temel hak ve özgürlüklerin milli değerlerle perçinlenmesi samimi beklentimizdir. Gizli mahfillerde, tehlikeli maksatlarla, gölgeli emellerle anayasa taslağı hazırlayıp devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü siyasi amaçlarına kurban etmek isteyenlerin içine düştükleri zilletten kurtulmaları bir başka beklentimizdir."