Günlerdir bütün dünyanın gözü kulağı İstanbul'daki Suudi ArabistanKonsolosluğu'ndan gelecek haberlerde. Ancak, Konsolosluk binasına girdikten sonra adeta buharlaşan gazeteci CemalKaşıkçı'ya tam olarak ne oldu, hala öğrenebilmiş değiliz.
Günlerdir, konuyla ilgili sosyalmedyada yazılıpçizilenleri, "adını açıklamadıkları güvenilir kaynaklarının" ağzından köşelerine aktaran meslektaşlar hadi neyse... Dünyanın en güçlü istihbarat ağına sahip olan ABD'nin Başkanı bile "Ne olduğunu bi'anlarsak Suudları çok pis yapacağız" mealinde açıklamalar yapıyor.
Peki, bunca ilgiye alakayarağmen nasıl oluyor da işiniçinden çıkamıyoruz?
Öncelikle sorunumuzun bilgi eksikliğinden kaynaklanmadığını söyleyeyim. Vakaya dair, sadece, bizim gazetenin özel istihbaratının ulaştığı bilgilerle bile, DoğuEkspresinde Cinayet'in pabucunu dama atacak bir polisiye yazılabilir.
Kısacası olayın aydınlatılmasına engel olan bir halka falan yok.
Mevzuu anlayamamamızınnedeni, arkasındabunca delil bırakan birzanlının olağan şüpheliolamayacağınıdüşünmemiz...
Oysa gözden kaçırdığımız, eylemini hayatın doğalakışıyla, mantığıyla izah edemediğimiz için şüpheye düştüğümüz aktörün Suudi Arabistan olduğu.
Üzerinde konuştuğumuz fail Suud Ailesi yahu! Başka söze gerek var mı? Hristiyan bir devletin kuklası olduğunu inkar etmediği halde, İslam dini adına, bu çağda kadınlara "araba sürme hakkı" verip vermemeyi "mantıklı mantıklı" tartışan komedigibi organizasyon.
Adamlar yaşatırken sorun etmediği mantığı öldürürken mi gözetecekler? Kendilerince on numarabir operasyon yaptılar işte!
Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesapladılar... Kaşıkçı'ya "seni öldüreceğiz" deseler gelmeyeceğini akıl ederek vize bahanesi uydurdular. Hedefi ustaca "tuzağa düşürdüler!"
Hiçbir masraftan kaçınmadılar... Elçilik binasının aranacağını "öngörerek" yok etme, temizlik ve nakil için, aralarında bu işlerde mahir adlitıp yetkilisinin de olduğu üç uçak dolusu "profesyoneli" aynı gün Konsolosluğa getirdiler...
İçerisinde ne olduğu görülmeyeceği için "dikkat çekmeyeceğinitahmin" ettikleri siyah camlı vitolardan tutun da olay anında kameralarınaçık unutulmamasına kadar her şeyi düşündüler!
Hatta operasyon sonrası bile planlanmıştı... Gazetecilere Kaşıkçı'nın kaybolduğu konsolosluğu gezdiren yetkili abinin "Bakın burada da yok" diye kapağını açtığı evrak dolabına evrakyerleştirilmişti.
Ulusal Suudi basını da unutulmamıştı tabii. Operasyonukarartmak için dedikodu yapacaklardı. Mesela Kaşıkçı, evlilikten kaçmak için nişanlısına "sen burada bekle bengeliyorum" diyerek ortadan kaybolmuş olabileceği gibi ihtimalleri tartışacaklardı.
Sanırım, geçen gün Suudi gazetelerinde okuduğumuz, Kaşıkçı'nın nişanlısı olan hanımefendininerkek olduğunu ve bunu gizlemek için türban taktığına dair resimlihaberler de bu operasyonun bir parçası!
Gel de bu devlet aklına,profesyonelliğe şapkaçıkartma!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.