Sadece Türkiye'nin değil bölgenin geleceğini etkileyecek tarihi bir dönüm noktasındayız. Bu dönem tesadüfen ortaya çıkmadı, her şey değişen küresel dengeleri, bölgedeki hareketlenmeleri doğru okuyan Türkiye'nin inisiyatifi ele alması ve harekete geçmesiyle başladı. Arka planda ciddi bir hazırlık vardı. Siyaseti rutine bağlayanlar görmese de geçtiğimiz yılın 1 Ekim'inde Başkan Erdoğan'ın iç cephe çıkışı ve MHP Lideri DevletBahçeli'nin DEM Partililerin elini sıkması bu hazırlığın bir işaretiydi.
Hakkını verilim, MHP Lideri Bahçeli, 22 Ekim'de öyle bir hamle yaptı ki ovadakilerin de dağdakilerin de ezberi bozuldu: "Teröristbaşının tecridi kaldırılırsagelsin TBMM'de DEMParti Grup Toplantısı'nda konuşsun.Terörün tamamen bittiğini veörgütün lağvedildiğini haykırsın.Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse,'umut hakkı'nın kullanımıylailgili yasal düzenlemenin yapılmasıve bundan yararlanmasının önüde ardına kadar açılsın."
Bundan daha radikal bir çıkış olamazdı. Böylece Başkan Erdoğan'ın kavramlaştırdığı "terörsüz Türkiye" projesine start verilmiş oldu. Önceki gün de bu radikal çıkışa Öcalan'ın radikal cevabı geldi.
O da kendi içinde ezber bozucuydu. Şu temel paradigma değişikliği yarına yönelik hazırlığı olmayan, rutindışına çıkamayan siyasi aktörleri şaşkına çevirdi: "Aşırı milliyetçi savruluşununzorunlu sonucu olan ayrı ulusdevlet,federasyon, idari özerklikve kültüralist çözümler, tarihseltoplum sosyolojisine cevap olamamaktadır."
Sonra da altı çizilecek netlikte şu hedefi koydu: "Devlet ve toplumla bütünleşmeiçin kongrenizi toplayınve karar alın; tüm gruplar silahbırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir."
Bu çağrıya birileri ikircikli cevaplar verse de Başkan Erdoğan çok pozitif yaklaştı. Önceki gün Kanal 7 Grubu'nun 30. yıl kutlama töreninde tarihi bir konuşma yaptı: "Cumhur İttifakı ortağımızMHP Genel Başkanı Sayın DevletBahçeli'nin cesur inisiyatifiylebaşlayan, bizim kararlı tutumumuzlailerletilen terörsüzTürkiye çabalarında dün itibarıylaartık yeni bir safhaya geçilmiştir.Önümüzde bin yıllık kardeşliğimizinarasına örülen terör duvarınınyıkılması hedefine giden yoldatarihi bir adım atma fırsatı vardır.Emperyalizmin bu coğrafyada ikiyüz yıldır sergilediği sinsi ve kirlioyunun bozulması, sadece ülkemizinve vatandaşlarımızın değiltüm bölgemizin kazanç hanesineyazılacaktır."
Bu tarihi açıklamalardan sonra gözler doğal olarak terörün ana merkezi Kandil'e döndü. Terör örgütü PKK adına Kandil'den yapılan açıklama beraberinde soru işaretleri de getirdi: "Çağrının içeriğine olduğu gibikatılıyoruz ve kendi cephemizdençağrının gereklerine uyacağımızıve uygulayacağımızı belirtiyoruz.Bugünden geçerli olmak üzereateşkes ilan ediyoruz."
Yine aynı hikâye mi? Hem "Katılıyoruz, gereğini yapacağız" deniyor hem de devreye "ateşkes" gibi alakasız "Kongreye Öcalan dakatılmalı" gibi gerçekçi olmayan bahaneler sokuşturuluyor. İyi niyetle belki kitleleri hazırlamak adına yapıyorlar diyeceğim ama onu da diyemiyorum; çünkü Kandil baronları bugüne kadar her olumlu adımı sabote etti ve birilerinin aparatı olmaktan kurtulamadı.
Bu oyunbozan yaklaşıma Öcalan'dan önce DEM Parti'nin ne cevap vereceğini merak ediyorum.
Yine de hatırlatmakta yarar var; bu kez Kandil o pis oyunları oynama fırsatı bulamayacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.