İki yıl süren acı, yıkım ve soykırımın ardından Gazze'de nihayet ateşkes sağlandı.
Türkiye'nin de aktif diplomatik girişimleriyle şekillenen bu anlaşma sadece silahların susması değil, bir halkın yeniden nefes alması anlamına geliyor.
Gazze sokaklarında uzun zaman sonra ilk kez sessizlik hâkimdi.
Patlamaların, bomba seslerinin yerini çocuk sesleri almaya başladı.
Gazze halkı yıllar sonra ilk kez -sağlam kaldıysa- evlerinden var ise çadırlarından korkmadan çıkabiliyor.
Gözlerde büyük bir yorgunluk var ama o yorgunluğun içinde tarifsiz bir güç ve umut da parlıyor.
Geride büyük bir yıkım, kaybolan hayatlar ve enkaza dönmüş bir şehir var. Ancak Gazze halkı, bir kez daha ayağa kalkmayı başarıyor.
Yıkılmış binalar arasında insanlar birbirine yardım ediyor taş taş üstüne koyarak yeniden kuruyorlar enkaza dönmüş hayatlarını.
Yeni gelen görüntülerde gülümseyen yüzler, sarılan insanlar yeniden doğan bir şehir var. Herkesin ortak duygusu aynı: "Yıkıldık ama bitmedik."
Gazze halkı, tüm zorluklara rağmen dirençli kalmayı başardı.
Dünyaya bir kez daha gösterdiler ki inanç ve umut hiçbir güçle susturulamaz. Gazze halkı da bu mesajı çok güçlü bir şekilde verdi.
Gazze'de sadece bir ateşkes değil, dayanışmanın, umudun ve insanlığın zaferi de kutlanıyor şu günlerde.
Artık pazartesi gününden sonra esir takası anlaşmasıyla ateşkes daha farklı bir boyut kazanacak.
Gazze her şeye rağmen direndi ve topraklarını soykırım ordusuna teslim etmedi.
Şimdi sırada soykırıma sebep olan başta Netanyahu ve katliam kabinesi ile bu soykırım suçuna ortak olanların hem vicdanlarda hem de mahkemelerde yargılanıp savaş suçlusu olarak cezalarını çekmeleri...