Ne zaman kaybettik?
100 liralık şemsiye, yağmur başladığında 250 lira olunca…
Sadece şemsiyeyi değil vicdanı kaybettik.
Ne zaman kaybettik?
Pazarda "bir kilo" diye aldığı domatesin yarısını çürük çıkaran esnafa itiraz edemediğimizde…
Dürüstlüğü kaybettik.
Ne zaman kaybettik?
Lokantada menüde 50 lira yazan yemeğin hesabın sonunda 80 liraya dönüştüğünü görünce "aman kavga çıkmasın" diye ses etmediğimizde…
Hakkımızı kaybettik.
Ne zaman kaybettik?
Taksiye bindiğimizde kısa yolu bildiğimiz halde şoförün bizi "dolandırmasına" göz yumduğumuzda…
Güveni kaybettik.
Ne zaman kaybettik?
Market rafına koyduğu ürünü "indirim" diye aynı fiyata satanı görüp yine de aldığımızda…
Aklımızı kaybettik.
Ne zaman kaybettik?
İşini düzgün yapanı değil kurnazlık yapanı "uyanık" diye övünce…
Ahlakımızı kaybettik.
Ne zaman kaybettik?
Bir dükkânda fiyat sorunca "sana başka, ona başka" diye oynanan tiyatroya gülüp geçince…
Adaleti kaybettik.
***
Biz şemsiyeyi değil yağmurla beraber insanlığın en değerli sermayesini "birbirimize olan güveni" kaybettik.
Çünkü güvenin olmadığı yerde ticaret,
ticaretin olmadığı yerde toplum,
toplumun olmadığı yerde de insanlığın ayakta kalması mümkün değil.
Ama KAZANACAĞIZ..
Belki yarın
Belki...