"Mutluluk, sahip olduklarımızdan çok, onlara nasıl baktığımızdır."
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bir videoya denk geldim. Fenomenlerden biri, "Sosyal medyada harika bir işim var, birikim yapabiliyorum, işlerim iyi, istediğim zaman seyahat edebiliyorum, mutluyum ama…" diyerek bir serzenişte bulunuyor kendisini sorguya çekiyordu. Video dikkatimi çekti o kişinin profilini biraz inceledim.
Milyonlarca takipçisi var, iyi kazanıyor, özgürce yaşıyor ama "Mutlu değilim" diyerek aslında günümüz dünya düzenine sessizce bir çığlık atıyor!
Biz neden mutlu olamıyoruz?
Asıl engel ne?
Bugünün insanı tarihin en rahat döneminde yaşıyor; fakat en mutsuz dönemini hissediyor.
Çünkü mutluluğun yerini karşılaştırma kültürü aldı. Sosyal medya hepimize bir ayna tutmuyor. Aksine bizi sürekli başkalarının vitrinleriyle yüzleştiriyor.
Böyle olunca elimizde ne olursa olsun eksik görünmeye başlıyor. Ve kısa vadede yakalayabildiğimiz o mutluluk yine elimizden uçup gidiyor.
Milyonlar kazansak bile bir başkasının hayatı daha parlak gözükebiliyor.
Tatil yapıyoruz ama başkasının tatili daha güzel. Başarılı işler yapıyoruz ama birinin başarıları daha büyük.
İyi bir hayatımız var ama daha iyisi her zaman mümkün. Çünkü biz olmayan "başkaları" bizden daha "mutlu"
Belki de problem şu:
Mutluyuz aslında; fakat daha çok şey istiyoruz. Mutluluğu maddi şeylerle ilişkilendiriyoruz ondandır belki de hep.
Doyum noktası olmayan bir çağın içindeyiz.
Para yetmiyor, başarı yetmiyor, özgürlük yetmiyor.
Hatta bazen sevgi bile yetmiyor.
Çünkü mutluluğu dışarıdan bekliyoruz.
Bir terfi, bir tatil, bir hediye, bir alkış…
Ama hiçbir şey içimizdeki boşluğu tam olarak kapatmıyor. Hatta o boşluk daha da büyüyor.
Bu yüzden fenomenler "bile" mutlu değil. -O milyonlarca insanın ulaşmak istediği, makam mevki şöhret para sahibi insanlar-
Çünkü en yüksek tepeye çıkınca manzara güzelleşmiyor; gözler değişmeyince hiçbir yer değişmiyor.
Gerçek soru şu:
Biz mutluluğu yanlış yerlerde mi arıyoruz?
Belki de mutluluk büyük başarılarda
takipçi listelerinde,
lüks otellerde değil…
Belki de mutluluk, elimizde olanları fark etme cesaretinde.
Bir sabah kahvesinde, bir dost sohbetinde, bir nefeslik huzurda.
Bugünün dünyasında amasız mutluluk zor
çünkü biz mutluluğu bir hedef sandık.
Oysa mutluluk bir varış değil; bir hal, bir farkındalık, bir bakış açısı.
Ve belki de çözüm çok basit:
Mutlu olmak için daha fazlasına değil; bakışımızı değiştirmeye ihtiyacımız var.