HAŞMET BABAOĞLU

İstiyorlar ki...
Bir yere odaklanıp başka her yere kör olalım...
İstiyorlar ki...
Sadece taraf olalım ama diğer bütün hasletlerimizi unutalım...
İddialı olalım ama mantıklı olmayalım..
Aklımıza ağırlık verdiğimizde de istiyorlar ki, kalbimiz taş kessin...
Yok, öyle yağma!

***

Esad'ın zulmünden çok çekmiş insanların yıllar sonra yurtlarına dönebilme ihtimalinin coşkusuna katılmaktan kendimizi alıkoyabilir miyiz? Asla!
Ama birkaç gün içinde olup bitenler karşısında "Büyük ve küçük İsrail"in ellerini ovuşturduğunu da görmezden gelemeyiz.

***

Pentagon'un malum 2003- 2006 Ortadoğu haritasından bu köşede çok bahsetmiştim...
Şimdi hatırlamanın tam zamanıdır.
Irak üç devlete bölünmüştü haritada...
Suriye de farklı değildi ama dikkatinizi çekerim; kuzeydeki Kürt bölgesi Fırat'ın doğusunda Türkiye ve Irakla iç içe geçiyor;
Fırat'ın Batısı ise "yeni Suriye"ye bırakılıyordu.
Daha da dikkat çekici yanı bu haritada İran'ın sanki ortadan kaldırılmış olmasıdır...

***

7 Ağustos 2003'te Washington Post'ta daha sonra ABD Dışişleri Bakanı olacak Condeelezza Rice da açık açık şunu yazmıştı:
"Ortadoğu'da 22 ülkenin sınırları değişecek, buna Türkiye'de dahil."
Rice o zaman ulusal güvenlik danışmanıydı. Bakan olunca da İsrail'in 2006'daki Lübnan saldırısını "Ortadoğu'nun dönüşümü başlatıldı" diyerek alkışlamıştı.
Bütün bunları niye hatırlatıyorum, biliyorsunuz değil mi?
Çünkü hegemonlar sabırlıdır. Plan yapar ve zamanını beklerler.

***

Gelelim Esad'a...
Bizimle diplomatik bağ kurmak konusunda ayak sürüdü. Şimdi Moskova'daki muhtemel "yeni hayat"ını her şeyden daha çok düşünmek zorunda kalacak Suriye'nin zalim lideri...
Türkiye için iki öncelik var.
Birincisi...
Rejimin boşalttığı alanları PKK uydularının doldurmasını engellemek...
İkincisi...
Suriye'deki evlerine dönmek isteyecek insanların izzetini ve güvenliğini koruyacak önlemleri almak...

***

Bu ay çok sıcak geçecek...
2025 daha da sıcak olacak.
Milli birliğimizin üzerine titremek ve agah olmak zorundayız.

***

NOT DEFTERİ
Bir sır sezdiğini belli etmek, böyle sokaklarında serseri kurşunların dolaştığı ve sabahleyin köşe başlarında ölülerin sıralandığı yerde akıllı işi olmasa gerekti. (REFİK HALİT KARAY / Gurbet Hikayeleri)