HAŞMET BABAOĞLU

Göksu kıyısından Anadolu Hisarı'na çıkan yolun kendine özgü bir güzelliği vardır.Hele yolun bir bölümündeki mezarlığı, semtin en güzel bahçelerinden biri sayarım.
Ama tenhadır...
Kafelerin bittiği yerde biter kalabalık...
Kimse mezarlığa kadar yürümez, belki yürümek istemez.
Malum, "Diriler burada, ölüler çok uzakta" modeline geçeli çok oldu.
Tamam!
Bizde Batılıların "ölümsüzlük" düşleri yok ama ölüm hakikatiyle barışık kadim ruhumuzdaki erozyon da çok belirgin.

***

Geçenlerde bir arkadaşımla bunu konuşuyorduk.
"Pandemi, modern insanın ölüm yokmuş gibi yaşama arzusunu yerle yeksan etti" dedi.
Haklı mıydı?
İlk bakışta, belki...
Ya son bakışta?
Ne zaman "ölüm" lafı etsem hemen "Hiii ağzından yel alsın!" diye çığlık atan tanıdıklarım, her akşam ekrana çıkarılan Kovid tablosuna ve özellikle vefat sayılarına gözlerini dikip hipnotize oluyorlar.
Peki gördükleri ne?
Kanlı canlı haliyle ölüm gerçeği mi?
Hayır! Rakamlar...
Pandeminin başlangıcından bu yana aylar geçti ve sadece ölümler değil, "hayat"ın bizatihi kendisi istatistik olup çıktı.
Tartışmalar da oradan yürütülüyor zaten.
İnsanlar kayıp.
Rakamlar çarpışıyor.

***

O halde ölümden değil de, ölüm rakamlarından konuşalım mı?
Dün Kovid-19'dan dünyadaki ölüm sayısı 2. 81 milyonu bulmuştu. (Tartışmalı bir rakam elbette, çünkü geçen yıl bütün enfeksiyon ölümleri Kovid'e yazıldı iddiası hiç yabana atılacak türden değil!)
Ama bu rakam başka rakamları perdelememeli...
Mesela her yıl 9 milyondan fazla insanın kanserden öldüğünü bilmek istiyor muyuz? (Hiç bu çerçevede modern tıbbı ele aldık, tedavi yöntemlerini zihnimizde tarttık mı? Hayır! Orası işimize gelmiyor!)
Dahası...
Her yıl 3 milyondan fazla insan hava kirliliğine bağlı nedenlerden ölüyormuş, bunun üzerinde durmaya var mıyız? (Yoksul ülkeleri kırıp geçiren hava kirliliği ölümlerinin % 43'ünün 70 yaş altı olduğunu da yazayım mı?) Her yıl 10 milyondan fazla insan yüksek tansiyondan ölüyor.
Şu hakkında "geldi geçti" havası oluşturulan HIV/AIDS hastalığından hâlâ her yıl 1 milyon kişi ölüyor.
Ha, çocuklar, bebekler mi?
Dünya pek "uygar" ama her yıl 5 buçuk milyon çocuk beş yaşına gelmeden ölüyor.
Haberimiz yok, umurumuzda mı şüpheli, öyle yaşayıp gidiyoruz.
Ama işte!..
Rakamsa, bunlar da rakam.