Garip biçimde itici! Nedense estetikten, hoşluktan, şirinlikten uzak bir sosyal medya modası...
Ama işe bakın ki, ne yapılıyorsa, izleyenlerehoş görünmekiçin yapılıyor...
Olay şu...
Arabanın kapısını açıyorlar ve araç yavaş yavaş giderken caddede dans etmeye, horon tepmeye, halay çekmeye başlıyorlar. (Dans dans değil, horon horon değil, halay halay değil ve kimse "görsel iticiliğin" farkında değil.)
Bütün bunların videosunu da Facebook'a, Twitter'a,Instagram'a koydun mu, işlem tamam!
Sonra gelsin, narsisistik haz arayışının iç gıdıklayan tatmini...
***
Korkunç bir bulaşıcı hastalıkgibi hızla yayılıyor bumoda; her gün yeni videolar düşüyorönümüze.
Zaten Hülya Avşar da böyle bir video çekmişse, bu "virüs"ün bir iki haftada sönüp ölmesini beklemek saflık olur.
Birbirinden saçma trendler üreten sosyal medya çobanlarının koyunlarıyız. Net!
Sosyal medyada göre göre evine hayvan dolduran sonra da "ben bunları sevmiyorum, ne yapacağım şimdi?" diye ağlayanları bile gördüm.
Ama püf noktası şurası...
Modaya uyup kendimizi sosyal medyada ortaya atınca "sıradışı" olduğumuzu, öne çıktığımızı, kimlik kazandığımızı, hatta sevildiğimizi sanıyoruz.
***
Peki nasıl oluyor da sosyal medya trendlerine böyle çarçabuk kapılınıyor?
En kritik nokta şu...
İlgisizlik havuzunda bir gram ilgi, şefkat,sevgi için çırpınanmodern insana ilaç gibi geldi sosyal medya.
Sözünü ettiğim videoların altına yorumlar geliyor; "harikasın, çok tatlısın" diye yazıyorlar; "ne güzel bir delisin" diye övüyorlar...
Toplumsal onay her toplumda temel önemdedir; bunu talep etmek anlaşılır.
İyi de başkalarından önce kendimizin neyin hoş, neyin güzel,neyin doğru olduğuna dair temel bir kavrayışımız olmalı.
İşte o nokta problemli...
Çoktandır tam orada zemin kaygan, görüş bulanık, hava kararsız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.