ERKAN TAN

İsrail yıllardır Mescid-i Aksa etrafına yasaklar ve sınırlar koymaya, askerlerini o bölgenin doğal bir parçası yapmaya çalışıyor.
Bu sayede o bölgeyi kendilerinin yapmak istiyor. Yıllardır Filistin halkına zulüm uyguluyor.
Hedefine de her geçen gün yaklaşıyor. Mescid-i Aksa'yı işgal ederek, altında kazı çalışmaları yapmaya çalışarak, meşru olmayan yerleşim planları ile oradaki doğal nüfus yapısını değiştirerek yavaş yavaş amacına biraz daha yaklaşıyor. İsrail son hamleleriyle işgali bir adım daha gerçekleştirdi.
Bütün bu sinsi oyunlarına karşı çıkanları ise derhal 'antisemitizm' ile suçluyor. Bu suçlamalara Birleşmiş Milletler bile muhatap olabiliyor.
İsrail, sadece Müslümanlar'ın değil bütün dünyanın huzurunu kaçırıyor.
Çünkü Kudüs, semavi dinlerin tamamının kutsal kabul ettiği değerlere sahiptir. Oradaki en ufak bir rüzgar dünyanın tamamında fırtına çıkartır. Yeryüzünde haçlıların ve siyonistlerin ittifakına aklı başındaki Hıristiyanlar ile Yahudiler "Yeter artık" demezlerse İsrail'in zulmü sona ermeyecek...

PKK-DEAŞ SAVAŞMIYOR; SEVİŞİYOR
IŞİD mi? DEAŞ mı? Artık her ne diyorsanız, bu insanlar katildir.
Kafirlere, gavurlara hizmet ederler.
Ve ediyorlar. Bunlar ruhunu şeytana satmış İslam düşmanlarıdır.
Ve kesinlikle Amerikan malıdırlar.
Bu gözü dönmüş katillerin sahibi, Amerika Birleşik Devletleri'dir. Batı denilen haçlı ve siyonist ittifakıdır.
Geçenlerde Afganistan eski devlet başkanı Karzai, bu gerçeği en açık şekilde, hem de ağzı dolu dolu söyleyiverdi. Amerika nereyi karıştırmak isterse, bu kiralık katiller oralarda ortaya çıkıveriyorlar. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu da PKK ve DEAŞ katillerinin oralarda nasıl film, fırıldak çevirdiklerini daha önce tüm dünyaya ilan etmişti.
Savaşıyormuş gibi görünüyorlar ama aslında sevişiyorlar. Çünkü patronları aynı. Her iki kiralık katil örgüt de Amerika'nın emrindedir. Ve Müslümanları öldürmekle görevlidirler.

TÜRKİYE'DEN YANA DEĞİL Kİ!
Kılıçdaroğlu Nobel'e aday gösterilmeyecek de ben mi gösterileceğim? Daha geçen gün yazdım. Almanya ile aramızdaki olaylardan dolayı Türkiye Cumhuriyeti devletini suçladı.
Almanya'dan yana oldu. Adam Gezi olaylarında memleketi yakıp yıkanları alınlarından öptü. Köküne kadar bu olayları destekledi ve kutsadı.
Yani Gezici oldu. Güneydoğu'yu kan ve gözyaşına boğan hendek kazan teröristlere, elleri kanlı katillere "Hendek kazan arkadaşlara sesleniyorum" dedi. Ve onlarla arkadaşlığını tescil ve ilan etti. Hendek kazanların arkadaşı oldu... "HDP'nin barajı aşmasını isteriz" dedi. Zaten her fırsatta, uzun bir zamandır, TBMM Genel Kurulu'nda beraber davranıyorlar.
Neredeyse her konuda, aynı yönde oy kullanıyorlar. HDP'den yana da oldu. İki de bir "Bizim Suriye'de ne işimiz var?" diye hükumete hesap soruyor. Ancak ABD, AB, İngiltere, Rusya ve Suriye'de fink atan ülkelere ağzını açıp da hiçbir şey söylemiyor. Daha önce de bu köşede sizlere hatırlatmıştım. ABD'nin şerefsiz ve namussuz Fetullah Gülen ve hain, kahpe adamlarını koynuna alması ve PKK/PYD katillerini desteklemesi ile ilgili bir tek eleştiri dahi yapmamıştır.
Yani düpedüz ABD'li gibi de oldu.
Bütün bunları olan Kemal Kılıçdaroğlu bir tek Türkiye'den yana olamadı. Eee... Tabii ki onu aday gösterecekler...