ENGİN ARDIÇ

Genç Osmanlılar da, bir sonra gelen kuşak olan Jöntürkler de "1876 Anayasası'ndan" ötesini göremiyorlardı...
Hele bir anayasa yapılsın... Daha sonra da, hele bir Abdülhamid'in rafa kaldırdığı anayasa yeniden yürürlüğe konsun...
Sonrası Allah kerimdi.
Memlekete hürriyet gelince bütün dertler sona erecekti.
Hürriyet geldi ve imparatorluğu büsbütün bölünmeye götürdü.
Başka türlü de olamazdı...
Eyaletlerin kopmasından, azınlıkların ayrılmasından başka kimin ne işine yarayacaktı bu hürriyet?
Memlekette işçi sınıfı mı vardı, azınlıklar dışında Türk burjuvası mı?
Köylü vardı, memur vardı, o kadar.
Gene memur zümresine yaslanan genç cumhuriyetin ayakta durabilmesi ancak diktayla sağlanabildi.
İttihatçılar bu kez derslerini almışlardı!

***

Bugün de benzer bir aymazlık içindeler.
Papağan gibi "güçlendirilmiş parlamenter sistem" sloganını tekrarlıyorlar ve bundan mucizeler bekliyorlar.
"Güçlendirilmiş" kelimesinden ne anladıkları belli değil. Göstermelik kokuyor.
Ötesi de, bildiğiniz eski sistem işte.
Bununla ne elde edecekler?
Tayyip Erdoğan'dan "kurtulmuş" olacaklar, hepsi bu.
Adı konmasa da gene bir bir koalisyonlar dönemi başlayacak, devletin her bir ucu tutanın elinde kalacak, en az beş, en çok on yıl gene bir "fetret devri" yaşanacak.
Bu arada, tıpkı İttihatçılar'ın başına geldiği gibi, birkaç vilayet daha kopup ayrılabilir...
Vebali kimlerin üstüne olacaktır, bir düşünün.
Sonra bu eski sistemde de Tayyip Erdoğan gene kazanır gelir, bu sefer başbakan olarak enkazı kaldırmaya çalışır...
Ama yaşlar da ilerlemiş olur.
Otuzlu yıllara varırız.
Ben varacağımı sanmam, siz düşünün.
Ben "yukarıdan" bakar bakar gülerim.

***

Şimdi gene toplanıyorlarmış, bir "ortak mutabakat metni" hazırlayacaklarmış.
Komisyon metni liderlere sunacakmış, falan filan.
Bitmedi tükenmedi...
Galatasaray takımının yana ve geriye "nafile futbol" oynaması gibi top çeviriyorlar.
Bunların "kurmayları" varmış, Necati Ateş ve Selçuk İnan gibi.
Muhalefet liderleri arasında Gültekin Uysal diye biri de varmış, o kim yahu?