ENGİN ARDIÇ

Kusura bakmasınlar ama ben MHP'nin yeni anayasa taslağından bir şey anlamadım.
Gerçi maddeler ayrıntılarıyla ortaya dökülmedi ama "ana hatları" umut kırıcı.
Ne yani, cumhurbaşkanı yardımcılarının atamayla değil de seçimle gelmeleri miydi bütün mesele? (Ki, seçimle gelmeleri elbette daha doğrudur.)
"Vatan millet Sakarya" edebiyatından oluşan bölümleri geçelim. Türk milleti "Allah'ın lütfu" sayesinde mi varlık bulmuştur, kendi gayretiyle mi?
Cami hutbesini camiye bırakın.
"Yüzüncü yıla yüz madde" gibi reklam sloganlarına da gerek yoktur. Kepek şampuanı satmıyorsunuz.
Ne yani, ilk beş maddenin tek maddede toplanması mıdır mesele?
"Başkanlık sistemi, kurumsal yapıya kavuşturulacak"... Ne demek bu? Nasıl yani? Şimdiki anayasada kurumsal değil midir?
"Türkiye Liyakat Kurumu" oluşturulacak... Nasıl yani? Hangi işlere bakacak?
Hâkimler ve Savcılar Kurulu "Yargı Yüksek Kurulu" oluyormuş, adı mı sorunluydu?

***

Arkadaşlar, boş lafı bırakınız.
Değişiklik yapacaksanız, gerçekten yapınız.
Halkı da "nafile referandumlarla" oyalamayınız.
Yeni bir anayasada cumhurbaşkanının "görev süresiyle" oynanacak mıdır?
Kaç kere üst üste seçilebilecektir?
Bu "kaç kere" hesabına eski anayasaya göre yapılmış seçimler de dahil olacak mıdır yoksa "tabula rasa" (sil baştan) mı yapılacaktır?
"Yüzde 50 artı 1" formülünü kaldırır da tek turda "basit çoğunluk" ilkesini koyarsanız, tur kavramı da ortadan kalkar, vakit kaybı da.
Millet bu can alıcı soruların cevabını bekliyor.
İktidar seçmeni de bekliyor muhalefet de... Medya da merak ediyor...
Yoksa, İl Genel Meclisi'nde on beş kişi mi olsun yirmi kişi mi, kimseyi ilgilendirmiyor.

***

Görüldüğü gibi, anayasalar "kutsal metinler" değiller ve o sıralarda kimin borusu ötüyorsa yeni yeni anayasalar yapabiliyor....
Şimdi, asıl borazancıbaşının yani AK Parti'nin de temenni aşamasını geride bırakıp ortaya kamuoyunun enine boyuna tartışacağı bir yeni anayasa taslağı koymasının vakti gelmiştir.
Öte yandan, Kılıçdaroğlu, "Güçlendirilmiş parlamenter sistemden ne anlıyoruz, kamuoyu ile paylaşmak zorundayız" buyurmuş.
Ha şunu bileydi...
Boş lafa artık karnımız tok.
Ne anladıklarını söyleyebiliyorlarsa söylesinler.
Varsa böyle bir anlayış...
Yoksa boş laf olduğu meydana çıkacak ha!