Son haftalarda "kadın cinayetleri" hissedilir derecede arttı.
Ya da bu hep vardı da Türk basını yeni hissetti.
Bunun üzerine uyarıcı yazılar yazıldı.
Cinayetler kınandı.
Kınayınca iş bitiyor.
Kınanmasa kötü...
Katiller Türk basınını sürekli izledikleri ve çok ciddiye aldıkları için her sabah kalkıp "bugünbeni kınayan varmı" diye bakıyorlar, yeni bir cinayet işleyip işlememeye ona göre karar veriyorlar.
Birçok değerli arkadaş, katillerin ağızlarının payını verdi. Çok sert yazılar yazıldı. "Çekin elinizi kadınlardan" denildi. (Bundan "erkeklere bulaşabilirsiniz" anlamı mı çıkıyor?)
Kadın katilleri sayıyla kendilerine geldiler.
"Anam avradım olsun ki bir daha kadınlara kötü davranmayacağım" sözü verdiler.
Yani, "Osmanlı'da kadın cinayetleri mes'elesi" çözüldü.
***
O arada neler oldu?
Ormanlık alanda gömülü bulunan Ecem'in boğularak öldürüldüğü kesinleşti.
Cesedin bulunması üzerine annesi intihar eden Ecem'i, annesinin "erkek arkadaşı" Süleyman arabada üstüne çullanıp boğmuş. Katil ilk duruşmada beraatini istedi.
Sezer, nikahsız yaşadığı Melike'yi dört bıçak darbesiyle öldürdü. Melike on beş metre kaçabilmiş.
Anestezi teknikeri Seda'nın evinde bulunan cesedi üzerinde yapılan otopside, Seda'ya "anestezide kullanılanbir ilacın enjekte edildiği" açığa çıktı.
Eşi Ayşegül'ü ağır yaralayan Hasan, "mermiler bitinceye kadar ateş ettiğini" belirtti.
Münir, bir tartışma sonrası kız arkadaşı Hülya'yı sol bacağından bıçakladı.
Hülya hayatını kaybetti. Münir, "tartışmaya bıçağını yanında getirdiğini" açıkladı.
Mustafa, eşi Melahat'i "uyurken"bıçaklayarak öldürdü.
Hilmi, kendisini terkedip ailesinin evine dönmüş olan eşi Gülseren'i on dört yerinden bıçaklayarak kaçtı.
***
Görüldüğü gibi, arkadaşların etkili yazıları üzerine ülkemizde kadın cinayetleri artık tarihe karışmış bulunuyor.
Okuduklarınızı "vatandaş cinayetleri"olarak değerlendirirseniz içinizrahatlar.
Aynı arkadaşlar şimdi de "deprem karşıtı" yazılar yazıyorlar.
Kuzey Anadolu Fay Hattı da adamsa aklını başına alacaktır.
El Atatürk
Atatürk dininin başrahibi Yılmaz kardeşimiz, beş yüz sayfalık köşe yazısının şimdi de Arapça'sını yayınlamış.
Bu herhalde, gazetesinin sürekli nefret kustuğu "Suriyeli misafirlerimize" yönelik.
Filistinli çocuklar da, İsrail askerinden dayak yemekten fırsat bulurlarsa okurlar.
Onlara kaç liraya sokacağını bilmiyoruz.
1938 lira olabilir. ("Şekel" de kabul edilir.) Bu kitabın zeytinyağlısını, kızartmasını, tavasını, haşlamasını, çorbasını, hoşafını, reçelini beklemek de hakkımızdır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.