Amerikan halkı düne kadar hamburgeri nerede yiyeceğini düşünür ve sorgulardı. Ancak sosyal medyayı elinde bulunduran Siyonizm'in bu silahı adeta bir bumerang olup Amerikan-İsrail ve Haçlı-Siyonist ittifakını vurdu. Sosyal medyada yaşayan ve yarınlarda ülkeyi yönetecek Amerikan gençliği artık siyasi konuları ve kararları düşünüyor, konuşuyor ve sorguluyor. Artık İsrail'e aşırı yakın durmanın ABD'yi Orta Doğu'daki çatışmaların tarafı haline getirdiğini haykırıyorlar. Bu ilişkinin ABD'yi bölgedeki diğer halklar ve devletler nezdinde itibarsızlaştırdığını savunuyorlar.
ABD askerlerinin ve kaynaklarının, Amerikan halkının doğrudan güvenliğiyle ilgisi olmayan çatışmalar için risk altına girdiğini vurguluyorlar. "ABD neden başka bir ülkenin güvenliğini kendi güvenliğinden önde tutuyor? Vergilerimiz niçin İsrail'e yağdırılıyor. Sınırsız ve otomatik destek neden?" sorusu bugün en çok cevabı aranan konu haline geldi. İsrail yanlısı lobilerin (özellikle AIPAC gibi grupların) ABD dış politikasını orantısız şekilde etkilediğini, yönlendirdiğini, ülkenin bürokrasisine ahtapot gibi sızdığını, devlet içinde paralel yapılar kurduğunu, adeta işgal altında olduklarını konuşuyorlar. Kongre üyelerinin İsrail'i eleştirmenin siyasi bedelinden çekindiğini ve parayla kolayca satın alındıklarını her yerde yüksek sesle ifade ediyorlar.
"ABD'nin askeri yardımı insan hakları koşullarına neden bağlanmıyor. Çünkü soykırımcı İsrail ABD'nin demokratik karar alma süreçlerini zayıflatan bir sistemle ülkeyi işgal etti." diyorlar. Ana akım medyanın İsrail yanlısı yayınlarına öfke kusuyorlar. İsrail'e hizmet etmenin cennete gitme anahtarı olduğuna inandırılan Evanjelist Hıristiyanları artık yerden yere vuruyorlar, "Böyle saçma bir inanç olabilir mi?" diye topa tutuyorlar. "İsrail'i eleştirmek, Filistin'i savunmak özgürlükler ülkesi olarak adlandırılan bir ülkede neden suç? Hangi hukuka sığıyor. Söz konusu İsrail'in çıkarlarına eleştiri olunca düşünce özgürlüğü neden 3 maymuna dönüştürülüyor" diye sorguluyorlar. Özellikle genç Amerikalılar arasında: İsrail'e otomatik destek, önceki nesillere kıyasla daha fazla sorgulanıyor. Sosyal medya sayesinde Filistinliler'in yaşadıklarına dair görüntüler, algıyı derinden etkiledi ve bir Siyonizm'e öfke dalgası başladı. "ABD dış politikasını esir almış bir İsrail, müttefik gibi görünen ama aslında Amerikan çıkarlarına yeryüzünde en ağır darbeyi vuran bir soykırım ülkesidir" algısı çığ gibi büyüyor.
Avrupa Birliği'ni kuran yapı da Siyonizm'dir. Bugün gelinen noktada AB de derinden sarsılıyor. ABD "Artık sizi bedava koruma dönemimiz bitti. Bu sorumluluğu siz almalısınız" diyor. AB başkentlerinde büyük panik ve korku hakim. "Artık ABD'nin müttefiki değil, düşmanıyız" sesleri ayyuka çıktı. Zaten ABD Başkanı Trump "En büyük düşmanlarımızdan biri Avrupa'dır, bizi yıllardır soyuyorlar." cümlesini yüzlerine karşı söyledi. İngiltere'nin durumu görüp hemen kaçtığı AB'den, Macaristan, Avusturya, Polonya gibi ülkeleri de ayırma projesini sahaya sürdüler. AB'ye karşı olan Avrupa'daki faşist partilere CIA'dan büyük destek var. "Ruslar kapımızda, ABD de bizi düşman görüyor artık" düşüncesi Avrupa'yı derinden sarsıyor. Danimarka istihbaratı bile ilk kez ABD'yi "PORANSİYEL GÜVENLİK TEHDİDİ" ilan etti. NATO üyesi Danimarka, NATO'nun lideri olan ABD'yi potansiyel düşman görecek noktaya geldi. Tuhaf şeyler oluyor. Dünyada Siyonizm'in kurduğu sistemler sorgulanıyor ve çatırdıyor. ABD ve Rusya düşman gibi görünüp aslında el altından birlikte hareket eden müttefik konumuna geliyor.
Bu sistemde konumu, son 20 yılda yakaladığı GÜCÜ, diplomasi ve savunma hamleleri ile Türkiye de vazgeçilmez olarak üçlü masada yer alıyor. Diğer ülkeler her platformda dışlanıyor, masaya bile yaklaşamıyor. Yeni Dünya Düzeni'nde en büyük darbeyi soykırımı meşru gören Siyonizm ve onun gördüğü sistemler yiyecek. Washington-Ankara- Moskova üçgeni bu sistemi kuracak. Artık Avrupalı liderlerin ulaşmak istediği ancak görüşmekte bile zorlandığı bir Türkiye var. Trump "Erdoğan'ı arıyorlar ama görüşemiyorlar. Beni arayıp ricada bulunuyorlar. Onların adına ben görüşüp, konuşuyorum" demesi boşuna değil. İsrail medyasından da "Trump Erdoğan'a fazla yanaştı" çığlıkları atılması tesadüf değil. Çocuk ve bebek öldürmeyi bir hak gören Siyonizm ve onun yeryüzünde kurduğu soykırım destekçisi sistemler darmadağın olacak. İlahi adalet, onları kahr-ı perişan eyleyecek inşallah. Bundan kaçışları yok...