"Türkiye'nin en büyük kütüphanesi olma" niteliği taşıyan, 7 gün 24 saat hizmet verecek olan ve Selçuklu, Osmanlı ve çağdaş mimariden esintiler taşıyan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve çok sayıda davetlinin katılımıyla açıldı. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Açılış Töreni'nde konuşan Başkan Erdoğan, "Almanya'da hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum." dedi. Erdoğan: "Bugün açılışını yaptığımız Millet Kütüphanesi ile Külliyemizi tamama erdirmiş oluyoruz." ifadelerini kullandı. "Türkiye'nin en büyük kütüphanesi olma" niteliği taşıyan, 7 gün 24 saat hizmet verecek Cumhurbaşkanlığı Milet Kütüphanesi için beklenen gün geldi. Selçuklu, Osmanlı ve çağdaş mimariden esintiler taşıyan Cumhurbaşkanlığı Milet Kütüphanesi, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve çok sayıda davetlinin katılımıyla açıldı. Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Açılış Töreni'ne hitap etti.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

ALMANYA'DAKİ IRKÇI SALDIRI

Almanya'da hayatını kaybeden gurbetçi vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Başta Büyükelçiliğimiz görevlilerimiz başta olmak üzere ilgili tüm birimlerimiz süreci hassasiyetle takip ediyor. Alman makamlarının saldırıyı aydınlatmak için her türlü çabayı göstereceğine inanıyorum.

"KONSEYİMİZİN İLK TOPLANTISINI İCRA ETTİK"

Bu anlamlı günde Millet Kütüphanemizin açılışını yaparak dünyaya çok önemli mesaj verdiğimize inanıyorum. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyin kurarak her alanda işbirliğimizi derinleştirdik. Dün de konseyimizin ilk toplantısını icra ettik. İşadamlarımızla yaptığımız toplantılarla onların girişimlerini bundan sonraki süreçte Özbekistan'da devam ettirmeleri tavsiyelerini yaptınız. Türk-Özbek kardeşliğimizi perçinleyeceğiz.

Her kitap bir alimdir. Eğer yüzlerce kitabınız varsa yüzlerce alimin dostusunuz demektir. Bu da dünyada cennet hayatı yaşamaktır. Ecdadımız duvarları kitaplarla dolu kütüphaneyi en kıymetli hazinelerden daha üstün tutmuştur. Hangi şehrimize giderseniz gidin orada kütüphaneler görürsünüz.

Bizim kütüphanemiz bilimlerin en değerli eserleriyle doludur. İlk emrin "Oku" olan bir inancın mensuplarıyız. Tarih boyunca nerede bir medeniyet kurma gayreti varsa, orada bir kütüphane inşa etme çabası vardır. Nerede bir soykırım varsa, orada ilk hedef kütüphane olmuştur. Bugün de benzeri kültür katliamları kütüphaneleri hedef alarak devam ediyor. DEAŞ kütüphaneleri bombalayarak İslam kültürüne ait birçok eseri yok etmiştir. Bilgiye ulaşmak için dünyanın en ücra köşelerine gitmekten çekinmeyen ecdadımız, varisi olmakla iftihar ettiğimiz bu medeniyeti bizlere miras bırakmıştır.

"KİTAPLARIMIZ YAKILARAK ADETA SOYKIRIMA UĞRATILMIŞTIR"

Hiç şüphesiz kütüphaneler insanlığın ortak hafızasıdır. Babil'den Mısır'a, Asur'dan Yunan ve Roma'ya kadar insanlığın mirasını bulabileceğimiz yegane binalar kütüphanelerdir. İnsanların vahşice katledildiği şehirlerde kitaplarımız yakılarak adeta soykırıma uğratılmıştır. Batının eski Yunan metinleriyle buluşması bile bizim kütüphanelerimizle olmuştur. Ancak bu eserlerden faydalanabilmek için Rönesans'a kadar beklemek zorunda kalmışlardır.

"KİTAP SEFERBERLİĞİNİ GENİŞLETEREK 5 MİLYONA ULAŞACAĞIZ"

Camimiz, kültür ve kongre merkezimiz, sergi salonumuz ve kütüphanemiz ile Külliyelimizin medeniyetimize layık bir eser haline geldiğine inanıyorum. Bugün açılışını yaptığımız Millet Kütüphanesi'yle Külliyemizi tamama erdirmiş olacağız. 134 farklı dilde kitap akışı ile zenginleşmiş, 4 milyon basılı esere kavuşmuştur. 120 milyon makale ile 550 bin e-kitap ile önemli bir seviyeye ulaşmıştır. Bu kitap seferberliğini genişleterek 5 milyona ulaşacağız.

Gelecekte gölgesinde oturamayacağımızı bilsek de bugün toprağa attığımız bu tohumlar sadaka-i cariyedir. Emeği geçen, katkısı olan, Rönesans Grubu'na teşekkür ediyorum.

Bu kütüphane ile tarihe uzanan köprüler kuruyoruz. İstiyoruz ki gençlerimiz, araştırmacılarımız rafların arasında dolaşsın. Burada çayını, kahvesini, simit, kek yesin içsin. Ücretsiz, para yok. Cihannuma adını verdiğimiz kubbenin altında ilmin denizinde yüzsün.