Ekim ayının en güzel haftasındayız. Havada, "Cumhuriyet kokusu var!"
101 yıllık Cumhuriyet bize,
Eşit yurttaş olmayı ve fırsat eşitliğini, Farklılıkları zenginlik kabul etmenin önemini, Laikliğin mutlak gerekliliğini, Sosyal, hukuk devletinin hava kadar su kadar ihtiyaç olduğunu, Devletin, adalet temeli üzerinde yükseldiğini, Vatan ve bayrak sevgisini, ezan sesinin kutsiyetini, Ailenin, gençlerin korunmasını ve çocukların üstün yararını, Kadın haklarını, Barış içinde bir arada yaşamanın, birlik ve beraberliğin mutlak zaruretini öğretti.
Üstelik hayli pahalı, hayli meşakkatli ve hayli gecikmiş bir öğrenme süreciydi bu.
Ama en önemlisi...
Cumhuriyeti, "demokrasiyle taçlandırma" idealiydi. Bu ideal, dün olduğu gibi bugün de ehemmiyetini muhafaza ediyor. İşte bu nedenle... Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, asırlarca yaşayacak "Sivil Demokratik Anayasa" yazabilmenin, yani "Yeni Toplum Sözleşmesine" imza atabilmenin gerekliliği daha önce olmadığı kadar artıyor!
Neden? Çünkü...
Bir asır sonra yine milli beka sınamasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Ertelenmiş emperyalist hesapların yazılı olduğu defterlerin yeniden açıldığını görüyoruz.
Bugün...
Sınırların değiştirilmezliği ilkesi ve uluslararası hukuk yerle yeksan ediliyor. (Bknz. Rusya ve İsrail) Hibrit savaşlar, asimetrik güçler, çağımızın medeniyetini "canavara dönüştürüyor." Düzensiz göçler, terör örgütlerini doğuran koşullar, iklim değişikliği dünyamızı karartıyor. Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslâm karşıtlığı pandemi misali yayılıyor. Sosyal medya şirketlerinin kurduğu sanal dünya, algoritmalarla şekillendirilmiş yeni insan tipleri üretirken tüm ülkeler kimliğini ve kültürünü koruma mücadelesi veriyor.
Bütün bu tehlikelerle beraber tarihi fırsatları da bir arada yaşıyor.
Toplum yapımız değişiyor ve idaresi güçleşiyor. Standardı yükselen sorunlar ve beklentiler eski nizamın kurumlarını sarsıyor. Yönetim ve hükümet sistemi revizyonları yetmiyor milletimiz, bürokrasi ve zihniyet reformunu zorluyor, adalet, şeffaflık ve hesap verebilirlik bekliyor. Maalesef, "İş yapar gibi görünmek" ve pazarlamak, "iş yapmaktan" daha fazla ilgi görüyor. Popüler kültür, değerler sistemini içten içe kemiriyor. İkiyüzlülükle beslenen, kin ve nefretle yoğrulan, işi hainliğe kadar vardıran figürler pıtrak gibi çoğalıyor. Arı, duru bilginin gücü ve etkinliği, dezenformasyon karşında zayıflıyor. Fikri gettolar büyürken, kapsayıcı düşünce ufku köreliyor.
Kurallarla kuralsızlıklar, iyi örneklerin yanında tırmanan kötülükler eş anlı yaşandıkça, halkın haleti ruhiyesi fazlasıyla şoklanıyor. Gençler; aileden ziyade dijital çağın, yapay zekânın, türev ürünlerin yetiştirdiği kişiliklere dönüşüyor. Alt kimliği, mezhebi, meşrebi yaşama iddiasıyla kamufle edilmiş ayrılıkçılıklar, devletin ve milletin ortak çatısını giderek sallıyor.
Zor günde ortak paydada buluşan insanlarımızın varlığı umut saçıyor. Kızsa da küsse de yurtdışına gitse de bu topraklardan kopamayan her bir birey, ilerisi için güven veriyor. El âleme el açmamak için çalışan iş insanlarımızın, mühendislerinizin enerjisi her türlü tehdidi bertaraf ediyor. Canı pahasına sınır bekleyen, terörle mücadele eden Mehmetçikten, resmi ve özel güvenlik görevlisine kadar her bir isimsiz kahraman destan yazıyor. Kosova'dan Karabağ'a, Katar'dan Somali'ye, Bosna'dan Libya'ya kadar en uç coğrafyalarda bayrağımızı dalgalandıran tüm vatandaşlarımız mazlumların ümidini yeşertiyor. Küresel adaletsizliğe başkaldıran bir liderin varlığı Türkiye'yi, dünya halkları nezdinde bambaşka bir konuma taşıyor.
İşte bu ahval ve şerait içinde...
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını, Cumhuriyet'e, cumhura rağmen değil de cumhur için hizmet edenleri, tüm şehitlerimizi dua ile yâd ediyoruz.
TUSAŞ şehitlerimize rahmet diliyoruz.
Somali açık denizlerinde çalışan Oruç Reis ekibine "bahtınız açık olsun" diyoruz!
101 yıllık Cumhuriyet bize,
Eşit yurttaş olmayı ve fırsat eşitliğini, Farklılıkları zenginlik kabul etmenin önemini, Laikliğin mutlak gerekliliğini, Sosyal, hukuk devletinin hava kadar su kadar ihtiyaç olduğunu, Devletin, adalet temeli üzerinde yükseldiğini, Vatan ve bayrak sevgisini, ezan sesinin kutsiyetini, Ailenin, gençlerin korunmasını ve çocukların üstün yararını, Kadın haklarını, Barış içinde bir arada yaşamanın, birlik ve beraberliğin mutlak zaruretini öğretti.
Üstelik hayli pahalı, hayli meşakkatli ve hayli gecikmiş bir öğrenme süreciydi bu.
Ama en önemlisi...
Cumhuriyeti, "demokrasiyle taçlandırma" idealiydi. Bu ideal, dün olduğu gibi bugün de ehemmiyetini muhafaza ediyor. İşte bu nedenle... Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, asırlarca yaşayacak "Sivil Demokratik Anayasa" yazabilmenin, yani "Yeni Toplum Sözleşmesine" imza atabilmenin gerekliliği daha önce olmadığı kadar artıyor!
Neden? Çünkü...
Bir asır sonra yine milli beka sınamasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Ertelenmiş emperyalist hesapların yazılı olduğu defterlerin yeniden açıldığını görüyoruz.
Bugün...
Sınırların değiştirilmezliği ilkesi ve uluslararası hukuk yerle yeksan ediliyor. (Bknz. Rusya ve İsrail) Hibrit savaşlar, asimetrik güçler, çağımızın medeniyetini "canavara dönüştürüyor." Düzensiz göçler, terör örgütlerini doğuran koşullar, iklim değişikliği dünyamızı karartıyor. Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslâm karşıtlığı pandemi misali yayılıyor. Sosyal medya şirketlerinin kurduğu sanal dünya, algoritmalarla şekillendirilmiş yeni insan tipleri üretirken tüm ülkeler kimliğini ve kültürünü koruma mücadelesi veriyor.
***
Türkiye'miz...Bütün bu tehlikelerle beraber tarihi fırsatları da bir arada yaşıyor.
Toplum yapımız değişiyor ve idaresi güçleşiyor. Standardı yükselen sorunlar ve beklentiler eski nizamın kurumlarını sarsıyor. Yönetim ve hükümet sistemi revizyonları yetmiyor milletimiz, bürokrasi ve zihniyet reformunu zorluyor, adalet, şeffaflık ve hesap verebilirlik bekliyor. Maalesef, "İş yapar gibi görünmek" ve pazarlamak, "iş yapmaktan" daha fazla ilgi görüyor. Popüler kültür, değerler sistemini içten içe kemiriyor. İkiyüzlülükle beslenen, kin ve nefretle yoğrulan, işi hainliğe kadar vardıran figürler pıtrak gibi çoğalıyor. Arı, duru bilginin gücü ve etkinliği, dezenformasyon karşında zayıflıyor. Fikri gettolar büyürken, kapsayıcı düşünce ufku köreliyor.
Kurallarla kuralsızlıklar, iyi örneklerin yanında tırmanan kötülükler eş anlı yaşandıkça, halkın haleti ruhiyesi fazlasıyla şoklanıyor. Gençler; aileden ziyade dijital çağın, yapay zekânın, türev ürünlerin yetiştirdiği kişiliklere dönüşüyor. Alt kimliği, mezhebi, meşrebi yaşama iddiasıyla kamufle edilmiş ayrılıkçılıklar, devletin ve milletin ortak çatısını giderek sallıyor.
***
Yine de ve her şeye rağmen...Zor günde ortak paydada buluşan insanlarımızın varlığı umut saçıyor. Kızsa da küsse de yurtdışına gitse de bu topraklardan kopamayan her bir birey, ilerisi için güven veriyor. El âleme el açmamak için çalışan iş insanlarımızın, mühendislerinizin enerjisi her türlü tehdidi bertaraf ediyor. Canı pahasına sınır bekleyen, terörle mücadele eden Mehmetçikten, resmi ve özel güvenlik görevlisine kadar her bir isimsiz kahraman destan yazıyor. Kosova'dan Karabağ'a, Katar'dan Somali'ye, Bosna'dan Libya'ya kadar en uç coğrafyalarda bayrağımızı dalgalandıran tüm vatandaşlarımız mazlumların ümidini yeşertiyor. Küresel adaletsizliğe başkaldıran bir liderin varlığı Türkiye'yi, dünya halkları nezdinde bambaşka bir konuma taşıyor.
İşte bu ahval ve şerait içinde...
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını, Cumhuriyet'e, cumhura rağmen değil de cumhur için hizmet edenleri, tüm şehitlerimizi dua ile yâd ediyoruz.
TUSAŞ şehitlerimize rahmet diliyoruz.
Somali açık denizlerinde çalışan Oruç Reis ekibine "bahtınız açık olsun" diyoruz!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- 31 Aralık resmi tatil mi? 31 Aralık tam gün mü, yarım gün mü? 1 Ocak 2025 hafta sonu mu, hafta içi mi?
- FED Aralık ayı toplantısı ne zaman, hangi gün? ABD Merkez Bankası faiz kararı beklentileri ne yönde?
- Zeka Testi: Tavuk ve civciv resimleri arasındaki farkı 15 saniyede sadece şahin gözlüler buluyor!
- Sırt, bel, boyun ağrısı olanlara 5 mucize besin! Tüm ağrılarınızı dindirecek reçete
- Galatasaray-Trabzonspor maçı ne zaman, saat kaçta? GS-TS derbi maçı hangi kanalda yayınlanacak?
- Aralık ayı dolunayı ne zaman, hangi gün, saat kaçta? Dolunay nedir?
- Okullarda 1. dönem hangi tarihte bitecek? 2024-2025 eğitim öğretim yılı sömestr tatili ne zaman başlıyor?
- Tek tek açıklandı: İşçiye 2025 asgari ücreti yeniden hesaplandı! 17.002 TL alana %20-30-38-40-50’lik oranla en az…
- Atanan öğretmenler görev başlangıç tarihi ne zaman? MEB 20 bin öğretmen göreve ne zaman başlayacak?
- Hazine ve Maliye Bakanlığı personel alımı 2024 | Bakanlık 456 sözleşmeli personel alımı şartları neler?
- Bedelli askerlik yerleri 2025 MSB | Bedelli Askerlik yerleri ne zaman, hangi tarihte açıklanacak?
- MasterChef Erim'in annesi neden gelmedi? MasterChef Erim'in ablası Eda kimdir, kaç yaşında, ne iş yapıyor?