Yeni dünyanın eskisinden farkı “sınırsız şeffaflık”tır
26.03.2018, Pazartesi
Doğan Grubu'na ait yayın organlarının topyekûn satılması dolayısıyla farklı medyalarda Aydın Doğan hakkında çıkan yorumları okurken, Bilişim Çağı'nın önümüzde açtığı yeni ufukların farklı bir boyutu dikkatimi çekti. Bu boyutu "Her konuda ve her alanda eşitlik" şeklinde olduğu gibi "Sınırsız şeffaflık" şeklinde de ele alabilirsiniz.
Yazılmayanlar
Sosyal medyanındeğil internet medyasınınbile olmadığızamanlarda, büyükmedya patronlarınınne özel hayatları,ne de malidurumları tartışılabilirdi.
Medya patronları dışa kapalı bir cemiyetin üyeleri gibiydiler.
İktidarlarla yaptıkları pazarlıklar, darbecilerle kurdukları ittifaklar, özel hayatlarındaki sorunlar yazılıp çizilmezdi. O dönemde Abdi İpekçi'nin öldürülmesi sonrasında Ercüment Karacan, Çetin Emeç'in öldürülmesi sonrasında da Erol Simavi basından çekilmişlerdi...
Bir Davos anısı
1980'li yılların sonlarında BaşbakanTurgut Özal'la Davos'taydık... Özal'ınkaldığı Belvedere Oteli'nin barına girdiğimdeHürriyet'in o zamanki sahibi ErolSimavi'yi gördüm. Yanına gittim, birlikteoturup sohbete başladık. Davos'a nedengeldiğini sorduğumda "ArkadaşımKemal Ilıcak'ın mali problemlerivar. Özal'la konuşup bunlara birçözüm arayacağım" dedi.
Kısa görüşmeler
Derken o zamanki Sabah'ın yöneticisiZafer Mutlu da otele girdi. Bir kenardaoturup beklemeye başladı... Biraz sonraÖzal'ın basın danışmanı Can Pulak geldibara... Erol Simavi'ye "Sayın Başbakansizi bekliyor" dedi. Erol Simavi yukarıdayarım saat kadar kaldıktan sonra oteldenayrıldı. Daha sonra Can Pulak ZaferMutlu'yu da Özal'ın odasına götürdü. Kısasüre sonra Zafer Mutlu da otelden ayrıldı.
Ne istemişler
Daha sonra ben Özal'ın odasına gittimve "Erol Simavi ile Zafer Mutlusizden ne istediler" diye sordum. Özal"Erol Bey'in problemli bir sigortaşirketi varmış. O sigorta şirketininkendisinden alınıp kamulaştırılmasınıistedi. Zafer Mutlu da EmlakBankası'nın Ataşehir projesinin reklamlarınınSabah'a verilmesini istedi"diyerek yaptığı görüşmeleri anlattı.
Rahmetli Özal o dönemlerde sadece Milliyet'in sahibi olan Aydın Doğan'ın bir şeyi elde etmeyi kafasına koyduğu zaman bunu gerçekleştirmeden asla geri çekilmeyeceğini anlatırdı.
Ölçüyü kaçırmışlardı
Belleğimde böyle sayısız anı var.
Sadece 28 Şubat post modern darbesi döneminde devletten istenenler konusunda ölçü kaçtığı için Sabah'ın o zamanki sahibi Dinç Bilgin hapse girmedi mi?
Ama şimdi durum farklı. Gazeteler patronlara ait bilgileri yazmazlarsa internet siteleri yazıyor. Sosyal medya ise işin cılkını bile çıkartıyor. Kısacası şeffaf bir dünyada gazete patronunun ve sıradan okuyucunun özel hayatları eşitlendi.
Ancak bu eşitlik byte'lar dünyasında var. Paranın söz konusu olduğu atomlar dünyasında eşitlik ise tabii ki söz konusu değil.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.