ABD, 1960'tan beri Türkiye'de istemediği veya isteğinin dışında davranan iktidarları hep darbe veya başka bir yolla devirdi. Hem de has "Amerikancı" denilen sağ iktidarları bile...
Daha doğrusu, Türkiye'de sol ve CHP çok az iktidar olduğu için doğal olarak hep sağ iktidarlara darbe yapıldı. Darbelerin ortak nedenlerinden biri de sağcı siyasetçilerin ABD'den bağımsız siyaset izlemek istemeleriydi.
Sol kabul etmez ama Menderes'i idama götüren 60 darbesi de ABD destekliydi. Zaten ABD izin vermeseydi askerler o darbeyi yapamazlardı. Örneğin, 1970'te solun destek verdiği Madanoğlu cuntasına ABD izin vermediği için sol darbe gerçekleşmedi.
Gerçi Madanoğlu'nun bile ABD'den CIA ajanı Ruzi Nazar aracılığıyla icazet almak için başvurduğunu bugünlerde çok tartışılan Enver Altaylı söylüyor ama bu ne kadar doğru emin değilim.
ABD bu huyundan daha sonra da hiç vazgeçmedi. 12 Eylül'den 15 Temmuz 2016'daki FETÖ darbesine kadar bütün darbelerin, müdahalelerin arkasında hep ABD ve CIA vardı
Bunlar bildiğimiz açık faşist askeri darbe ve müdahalelerdi... Bir de fazla üzerinde durulmayan, daha doğrusu unutulan siyasete, toplumsal olaylara, ekonomiye içerideki etki ajanları ve taşeronları eliyle yapılan "ince" müdahaleler var ki bunlar saymakla bitmez.
Bu gerçeği sağcı liderler başlarına gelen darbelerden iyi biliyor ama darbeyle karşılaşmasalar bile İsmet Paşa ve Ecevit de kendi yaşamlarından iyi biliyor. Onlar ABD'ye sıcak davransalar bile ABD onlara hep soğuk durdu.
Şimdi onların takipçisi olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, ABD ile adı konmamış bir aşk yaşıyor. Biden'dan demokrasi desteği bekliyor ve Türkiye'ye küresel dostları yardımıyla "demokrasi" getireceğini söylüyor.
Yeni başkan Biden da aylar önce bunun işaretini vermişti: "Başkan seçilirsem Erdoğan'ı darbeyle değil seçimle devireceğim."
Aslında bu ABD başkanları için yeni bir yaklaşım değildi. Darbe yaptırarak bunu başardıkları biliniyor ama "başka yollarla" bunu nasıl yaptıkları üzerinde pek durulmuyor. Ekonomik kuşatma, terör örgütleriyle sokakları ateşe vermek veya etki ajanlarıyla algı operasyonları yürütmek en bilenin yöntemlerdi.
Benzer bir durum, ABD ile ilk kez ikili askeri antlaşmaları yapan, Marshall yardımlarına imza atan İsmet Paşa'nın da başına gelmiş. Bu gerçeği, Paşa'nın damadı gazeteci Metin Toker, "Demokrasinin İsmet Paşa'lı Yılları" kitabında şöyle anlatıyor:
"Kısa zamanda anlaşıldı ki, Johnson da İsmet Paşa'ya teşhis koymuştu. Bu teşhisin gereği, Amerika'nın Türkiye'de İsmet Paşa'nın yerini alacak bir başbakan aramaya başlaması oldu. (...) General Porter diye bir Amerikalı geldi. General Ankara'ya Başkan Johnson tarafından bizzat gönderilmişti. Görevi İsmet Paşa'nın 'hayır' dediği birtakım teklifleri, Türkiye adına kabul edebilecek bir başkan aramaktı. (...) General Porter'ın geliş günlerinde CIA ajanları da Türkiye'de bir anket yaptırıyorlardı." (*)
ABD şimdi kimi gönderdi bilmiyorum ama dün İsmet Paşa'nın yerine birini aradığı gibi bugün de Başkan Erdoğan'ın yerine birini arıyor. Acı olansa buna gönüllü olanın Paşa'nın partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olması.
Bu ayıpla tarihe geçmek ilk olacak herhalde.
Not: M. Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye kitabı.
Daha doğrusu, Türkiye'de sol ve CHP çok az iktidar olduğu için doğal olarak hep sağ iktidarlara darbe yapıldı. Darbelerin ortak nedenlerinden biri de sağcı siyasetçilerin ABD'den bağımsız siyaset izlemek istemeleriydi.
Sol kabul etmez ama Menderes'i idama götüren 60 darbesi de ABD destekliydi. Zaten ABD izin vermeseydi askerler o darbeyi yapamazlardı. Örneğin, 1970'te solun destek verdiği Madanoğlu cuntasına ABD izin vermediği için sol darbe gerçekleşmedi.
Gerçi Madanoğlu'nun bile ABD'den CIA ajanı Ruzi Nazar aracılığıyla icazet almak için başvurduğunu bugünlerde çok tartışılan Enver Altaylı söylüyor ama bu ne kadar doğru emin değilim.
ABD bu huyundan daha sonra da hiç vazgeçmedi. 12 Eylül'den 15 Temmuz 2016'daki FETÖ darbesine kadar bütün darbelerin, müdahalelerin arkasında hep ABD ve CIA vardı
Bunlar bildiğimiz açık faşist askeri darbe ve müdahalelerdi... Bir de fazla üzerinde durulmayan, daha doğrusu unutulan siyasete, toplumsal olaylara, ekonomiye içerideki etki ajanları ve taşeronları eliyle yapılan "ince" müdahaleler var ki bunlar saymakla bitmez.
Bu gerçeği sağcı liderler başlarına gelen darbelerden iyi biliyor ama darbeyle karşılaşmasalar bile İsmet Paşa ve Ecevit de kendi yaşamlarından iyi biliyor. Onlar ABD'ye sıcak davransalar bile ABD onlara hep soğuk durdu.
Şimdi onların takipçisi olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, ABD ile adı konmamış bir aşk yaşıyor. Biden'dan demokrasi desteği bekliyor ve Türkiye'ye küresel dostları yardımıyla "demokrasi" getireceğini söylüyor.
Yeni başkan Biden da aylar önce bunun işaretini vermişti: "Başkan seçilirsem Erdoğan'ı darbeyle değil seçimle devireceğim."
Aslında bu ABD başkanları için yeni bir yaklaşım değildi. Darbe yaptırarak bunu başardıkları biliniyor ama "başka yollarla" bunu nasıl yaptıkları üzerinde pek durulmuyor. Ekonomik kuşatma, terör örgütleriyle sokakları ateşe vermek veya etki ajanlarıyla algı operasyonları yürütmek en bilenin yöntemlerdi.
Benzer bir durum, ABD ile ilk kez ikili askeri antlaşmaları yapan, Marshall yardımlarına imza atan İsmet Paşa'nın da başına gelmiş. Bu gerçeği, Paşa'nın damadı gazeteci Metin Toker, "Demokrasinin İsmet Paşa'lı Yılları" kitabında şöyle anlatıyor:
"Kısa zamanda anlaşıldı ki, Johnson da İsmet Paşa'ya teşhis koymuştu. Bu teşhisin gereği, Amerika'nın Türkiye'de İsmet Paşa'nın yerini alacak bir başbakan aramaya başlaması oldu. (...) General Porter diye bir Amerikalı geldi. General Ankara'ya Başkan Johnson tarafından bizzat gönderilmişti. Görevi İsmet Paşa'nın 'hayır' dediği birtakım teklifleri, Türkiye adına kabul edebilecek bir başkan aramaktı. (...) General Porter'ın geliş günlerinde CIA ajanları da Türkiye'de bir anket yaptırıyorlardı." (*)
ABD şimdi kimi gönderdi bilmiyorum ama dün İsmet Paşa'nın yerine birini aradığı gibi bugün de Başkan Erdoğan'ın yerine birini arıyor. Acı olansa buna gönüllü olanın Paşa'nın partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olması.
Bu ayıpla tarihe geçmek ilk olacak herhalde.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- Son dakika: Kafeler, restoranlar ve lokantalar ne zaman açılacak? Mekanlar yeniden 1 Mart'ta mı açılacak? Ağzından kaçırdı...
- Sadakatsiz dizisinde ardı ardına ayrılık iddiaları! Bu kez yakışıklı oyuncu...
- Bilim Kurulu son dakika: Yasaklar ne zaman kalkacak? Kısıtlamalar hangi illerde kalkacak? Mekanlar...
- Müjdeli haber geldi! 2250 ile 1500 lira destek ödemesi! Başvuru süresi uzatıldı...
- Başvurana Ocak-Haziran ayları arasında 763 TL para yardımı! TC Kimlik Kartı ile başvurabilirsiniz! İşte detaylar...
- A101'de perşembe indirimleri neler? 28 Ocak 2021 A101 aktüel ürünler kataloğu dolu dolu
- 2021 yılı otomobil kampanyaları: Ford, Opel, Renault, Fiat ve Peugeot heyecan uyandıran kampanyalar...
- EGM PA bekçilik sınav sonuçları ne zaman açıklanacak? 2020 1. dönem bekçilik sözlü mülakat ne zaman yapılacak?
- Heyecanla bekleniyor! Bahar dönemi üniversiteler açılacak mı? 2021 üniversitelerde yüz yüze eğitim başlayacak mı?
- Marketlerde yasak sonrası değişim alışveriş yapacaklar dikkat! BİM ve A101'de o ürünler bundan sonra...
- Son dakika: Hafta sonu yasağı kalktı mı? 30-31 Ocak'ta sokağa çıkma yasağı var mı? Bu hafta sonu kısıtlama olacak mı?
- ATA AÖF bütünleme sınavı ne zaman? 2021 ATA AÖF güz dönemi bütünleme sınavı online mı olacak?
ANA SAYFA